Uluslararası çocuk kaçırma, genellikle boşanma ya da ayrılık sonrası anne ya da babanın, çocuğu izinsiz şekilde yurtdışına götürmesi veya alıkoyması durumudur. Bu tür olaylar, ebeveynler için oldukça zorlu ve karmaşık bir süreci beraberinde getirir. İşte bu noktada devreye, alanında uzman bir uluslararası çocuk kaçırma avukatı girer.
Uluslararası çocuk kaçırma; velayet hakkı ihlal edilerek, bir çocuğun mutat meskeni (alışık olduğu yerleşim yeri) dışına çıkarılması veya orada alıkonulmasıdır.
Bu durum, genellikle şu iki şekilde ortaya çıkar:
Çocuğun Türkiye’den yurtdışına kaçırılması
Çocuğun yurtdışından Türkiye’ye kaçırılması
Her iki durumda da çocuğun iadesi için hızlı ve etkili hukuki adımlar atılması gerekir.
Bu tür davalarda temel hukuki dayanak, 25 Ekim 1980 tarihli Lahey Sözleşmesi’dir. Türkiye, bu sözleşmeye taraftır ve sözleşmeye taraf ülkeler arasında çocuk iadesi süreçleri uygulanır.
Türkiye’de ise 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun yürürlüktedir. Bu yasa kapsamında, iade davaları aile mahkemelerinde yürütülür.
Merkezi Makama Başvuru:
İlk olarak, sözleşmeye taraf ülkelerin merkezi makamlarına başvuru yapılır. Türkiye’de bu makam Adalet Bakanlığı’dır.
Dava Açılması:
Başvuru sonrası, davayı genellikle mahalli Cumhuriyet Başsavcılığı açar. Ebeveynin doğrudan dava açma hakkı yoktur; dava merkezi makam adına yürütülür.
Geçici Tedbirler:
Mahkeme, dava süresince çocuğun yurtdışına çıkışını yasaklama, pasaporta el koyma, geçici velayet gibi tedbirler alabilir.
Uzman İncelemesi:
Çocuğun iadesinin, fiziksel veya psikolojik bir tehlike oluşturup oluşturmayacağı psikolog, pedagog veya sosyal hizmet uzmanları tarafından incelenir.
Mahkeme Kararı:
Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek karar verir. İade kararı verildiğinde, karar kesinleştiğinde icra edilir.
Bazı durumlarda iade talebi reddedilebilir:
Çocuk, geri döndüğünde fiziksel ya da psikolojik bir tehlike ile karşı karşıya kalacaksa
Çocuk, yeterli yaş ve olgunlukta ise ve geri dönmek istemediğini açıkça ifade ediyorsa
İade, çocuğun üstün yararına aykırıysa
Ancak; çocuğun alıştığı ortama uyumu ya da yaşı, tek başına iade talebini reddetmek için yeterli değildir.
Evet. Çocuk, idrak çağında ise beyanı alınır. Ayrıca, tanıklar dinlenir ve sosyal inceleme raporları mahkemeye sunulur. Mahkeme, tüm delilleri değerlendirerek karar verir.
Lahey Sözleşmesi’ne göre; bu davalar yalnızca 16 yaşını doldurmamış çocuklar için açılabilir. Çocuk 16 yaşına gelmişse iade süreci sona erer.
Bu davalar, hem ulusal hem de uluslararası hukuku ilgilendirdiği için oldukça karmaşıktır. Deneyimli bir uluslararası çocuk kaçırma avukatı şu konularda destek sağlar:
Yasal haklarınızın korunması
Uluslararası sözleşme ve kanunlara uygun başvuruların yapılması
Merkezi makamlar ve adli mercilerle iletişim
Dava sürecinin etkin yönetimi
Çocuğun üstün yararının öncelikli olarak savunulması
Bu tür davalar özellikle şu ülkelerde daha sık yaşanır:
Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa, Avusturya, İsviçre, ABD, Kanada
Sonuç
Uluslararası çocuk kaçırma davaları, hem çocuk hem de ebeveynler için oldukça hassas ve karmaşıktır. Bu süreçte doğru hukuki destek almanız, çocuğunuzun güvenliği ve hukuki haklarınız açısından kritik öneme sahiptir.
Unutmayın: Çocuğun üstün yararı her zaman ön planda tutulur. Profesyonel bir uluslararası çocuk kaçırma avukatı ile süreci güvenli ve etkili bir şekilde yönetebilirsiniz.
You have reached the end of the article. We hope you liked our article.
Please do not hesitate to contact us regarding this article or any other legal questions. We are waiting for your message.
© 2017- 2024
Maya Law Firm
All rights reserved.