Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 19.02.2025 T. 2024/1187 E. 2025/895 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; mirastan ıskat ve vasiyetnamenin iptalini, aksi halde müvekkillerinin saklı payına tecavüz ettiği ölçüde tenkisini istemiş; birleştirilen davada da davacılar vekili benzer iddialarla vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili, davaların reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “miras bırakanın yapmış olduğu düzenleme şeklindeki ıskatta mirasçılıktan ıskat edilen ... ve ...'nun eşleri ile birlikte kendisine hakaret ve küfürler ettikleri, kendisini kalp hastası olacak kadar huzursuz ettikleri, ameliyat geçirdikten sonra kendisini ziyarete gelmedikleri gibi arayıp, geçmiş olsun dahi demedikleri, davacılar hakkında fuzuli işgalci olduğu iddiası ile tahliye davası açıldığı ve tahliye edildikleri mirasbırakanın bu taşınmazına zarar verdikleri, miras bırakanın kalp ameliyatı geçirmesine ve hastanede kalmasına rağmen kendisi ile ilgilenmedikleri, kendisinin ölümünü beklediklerini söyleyerek beddua ettikleri, bina giriş çıkışlarında murise ve eşine onur kırıcı ve taciz edici sözler söyleyerek huzursuz ettikleri, davacı tanıklarının ise bizzat görgüye dayalı tanıklıkları bulunmadığı için beyanlarının hükme esas alınmadığı, davalı tanıklarının, özellikle görgüye dayalı tanıklıklar olan ... ... ..., ... ve ...'nun beyanları değerlendirildiğinde muris bakımından mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin oluştuğu ve bu hususun çıkarmadan yararlanan davalılar tarafından tanık delili ve sair delillerle ispatlandığı, noter huzurunda şartlarına uygun olarak yapılan mirastan ıskatın geçerli olduğu, vasiyetin ve mirasçılıktan çıkarma işleminin murisin iradesinin sakatlanarak gerçekleştiğine dair tam bir ispat sağlanamadığı, murisin beyanlarına, vasiyetin içeriğine ve gerçek iradesine uygun olarak yapılan bir işlem söz konusu olduğunun belirlendiği” gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “asıl ve birleştirilen dosyada davacıların murisin çocukları ile ıskat edilenin eşi ve ıskat edilenlerin alt soyları oldukları, Sarıyer 1. Noterliğinin 11.04.2007 tarih ve 07875 yevmiye numaralı mirastan ıskat belgesi ile mirasçılıktan çıkarıldıkları, çıkarma gerekçelerinin vasiyetname içeriğinde açıkça yazıldığı ve dosya kapsamına göre davalılarca çıkarılma sebepleri ispat edildiği, Sarıyer 1. Noterliğniin 11.04.2007 tarih ve 07879 yevmiye numaralı vasiyetnamenin iptaline yönelik irade sakatlığı iddialarının, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları nazara alındığında kanıtlanamadığı” gerekçesiyle asıl ve birleştirilen dosya davacıları vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl dosyada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davacıların yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tanık beyanlarının yeterli olmadığını, murisin yanılgıya düştüğünü belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Birleştirilen dava davacıları vekili temyiz dilekçesinde; davacıların murisin hastalığı döneminde kendisi ile ilgilendiğini, davalı tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davalarda irade fesadı ve yanılma nedeniyle mirasçılıktan çıkarmanın ve vasiyetnamenin iptali, terditli olarak tenkis istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
You have reached the end of the article. We hope you liked our article.
Please do not hesitate to contact us regarding this article or any other legal questions. We are waiting for your message.
© 2017- 2024
Maya Law Firm
All rights reserved.