T.C. Yargıtay 3.HUKUK DAİRESİ Esas:2024-292 Karar:2024-1695 Karar Tarihi:15.05.2024
Taraflar arasındaki bağıştan dönme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asil ... ve vekilleri Av. ..., Av. ... ile davalı ... ve diğerleri vekili Av. ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalıların her birine 525.000,00 USD bağışta bulunduğunu, müvekkiline ait olan hesaptan davalılara havale yapıldığını, bağış yapılan kişilerin müvekkiline kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı önemli bir surette riayetsizlikte bulunmuş olduğunu, TMK 322 nci maddeye göre anne, baba ve çocuğun ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirine yardım etmek zorunda, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlü olduğunu, davalıların kötü sözler sarfettiklerini, 17.10.2020 tarihinde Koru Hastanesindeki ameliyatında davalıların ilgilenmediğini, kızlarının ilgisizliği nedeniyle oturduğu yeri terk ederek Kuşadasına yerleştiğini, TBK 295 ve 296 ncı maddelerinde bağıştan geri dönme şartlarının belirlenmiş olduğunu ileri sürerek; davalılara yapılan ödemelerin iadesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile dava konusunun bağıştan dönme olduğu, ancak Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; müvekkil tarafından davalılara gönderilmiş olan paranın hukuki niteliğinin bağış olmadığı ve davanın bu nedenle bağıştan dönme davası şartlarının oluşmadığı kanaatine varılır ise; dava akışının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilip 1.050.000 Amerikan Dolarının davalıların hesaplarından müvekkilin hesabına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının belirttiği para gönderme işleminin bağış olup olmadığının ispatlanması gerektiğini, dekontlarda bir açıklama yazılmamış olup paranın bağışlandığını yazılı delillerle ispat yükünün davacıda olduğunu, davanın açılış nedeninin tamamen davacının oğlu müvekkillerin diğer kardeşi olan ...'ın babasını zorlaması, davacının ise müvekkillere miras kalmaması tüm mirasın oğluna kalması isteği olduğunu, davacının oldukça yüklü miktarda mal varlığı olup dava dışı davacının oğlu, davalıların kardeşi ...'ın bu malların hepsine sahip olmak istemekte olduğunu, davacının sahip olduğu taşınmazların kira gelirleri, davacının diğer gelirlerinin çoğu ...'a gittiğini, bağıştan dönme koşullarıyla mirasçılıktan çıkarma koşullarının aynı olup davacının düşüncesine göre bağıştan dönme şartlarının oluştuğunu ispatlarsa müvekkilleri mirasçılıktan da çıkarmasının mümkün olacağını, davacı da ne bağış ne bağıştan dönme koşulu olarak ileri sürdüğü hususların yerinde olmadığını açıkça bilmekte olduğunu, müvekkillerinin davacının iddia ettiği gibi babaya saygı ve özenli davranma yükümlülüğünü ihlal etmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın Türk Borçlar Kanunu'nun 244 üncü maddesine dayalı davalılara yapmış olduğu bağış nedeniyle bağıştan dönme olduğu, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, kanunun aile görevlerinin yerine getirilmemesini başlı başına bağıştan dönme nedeni saymadığını, \" önemli biçimde riayetsizliği \" öngördüğü ve böylece mirastan iskat nedenlerini bağıştan dönme koşulunda da tekrarladığını, bu nedenle bağıştan dönme koşulları ile mirastan iskat koşullarının bir arada incelenmesi gerektiğini, somut olayda; davalıların, davacıya yönelik herhangi bir haksız fiili ve çok önemli kusuru bulunduğunun davacı tarafından somutlaştırılamadığı, dinlenen davalı tanıklarının davanın davacı lehine sonuçlanması halinde hukuki yararı olacak kişiler olmasına nazaran Mahkeme tarafından söz konusu beyanların aleyhe olarak dikkate alınmadığını, davacının davalılar tarafından yapılan haksız bir fiil nedeniyle zarara uğradığını kanıtlayamadığı ve bağıştan dönme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; ıslah dilekçelerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de değerlendirilmesi gerektiğini, davacının bizzat huzurda dinlenilmesi isteklerinin kabul edilmediğini, kendilerine bağışta bulunulanların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davalıların psikolojik baskı ve rahatsızlık verme suretiyle davacıya haksız fiil uyguladıklarını, tanıkların iddialarını doğruladığını, Mahkemenin tanıkların davanın kabulü halinde menfaatleri olacağı tespitinin yerinde olmadığını, bu kişilerin tanıklık yapmasında HMK'ya bir aykırılık bulunmadığını, Mahkemece uygun görülen tanıkların resen dinlenebileceğini, bu dava kabul edilirse mirastan ıskat şartlarının oluşacağı tezinin doğru olmadığını, çünkü davacının davalı kızlarına bir çok mal verdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir kısım davacı tanıklarının, davalıların babaları olan davacıya karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ona karşı gerekli ilgi ve özeni göstermediklerini belirtmiş iseler de tanıkların bağıştan rücu sonucundan menfaati bulunan kişiler olduğu, buna karşılık davalı tanıklarının da davalıların babaları olan davacıya gerekli ilgi ve özeni gösterdiklerini beyan ettikleri, kaldı ki gerek davacının iddia ve beyanlarının ve gerekse davacı tanıklarının beyanlarının doğru olduğu kabul edilse dahi bu durumun yasada geçen \"kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması\" kapsamında sayılamayacağı, davalı bağışlananlar, davacı bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlediği ya da davacı bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davrandığı yolunda bir delil bulunmadığından bağıştan rücu koşullarının olayda gerçekleşmediği, davacının ıslah yolu ile ikinci kademede sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine de dayandığını ileri sürdüğü, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, (HGK’nın 01/07/2021 tarihli ve 2017/14-2815 E.-2021/888 K. sayılı kararı) davacının başlangıçta açtığı bağıştan rücu davasını tamamen değiştirerek (ıslah ederek) sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasına dönüştürmediği, önceki taleplerini muhafaza ederek bu taleplerine ilaveten şayet bu talepleri yerinde görülmezse terditli olarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinde bulunduğu, bu durumda davada kamilen (tam) ıslah yoluna gidilmemiş, bu anlamda herhangi bir işlem yapılmamış olduğu gibi harcı yatırılarak açılmış ayrı bir sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası da bulunmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğinin değerlendirilmemesinde de isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmişir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağıştan dönme istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, bir davada hukuki nitelendirme hakime ait olup, davacının bağıştan dönme koşullarının oluştuğuna ve davalıların sebepsiz zenginleştiğine ilişkin iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
You have reached the end of the article. We hope you liked our article.
Please do not hesitate to contact us regarding this article or any other legal questions. We are waiting for your message.
© 2017- 2024
Maya Law Firm
All rights reserved.