Yabancı bir ülke mahkemesi tarafından verilmiş olan karar, kural olarak Türkiye'de kendiliğinden geçerli olmaz, bu kararın tanıma / tenfiz davası ile Türk mahkemeleri tarafından tanınması ve karara Türkiye'de de geçerlilik kazandırılması gerekmektedir. Örneğin bir Türk ve bir Alman vatandaşının Türkiye ve Almanya ülkeleri tarafından tanınmakta olan evliliklerine ilişkin olarak Almanya'da verilmiş olan bir boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve icrailik kazanması tanıma tenfiz ile gerçekleşecektir.
Tanıma ve Tenfiz birbirinden ayrı iki farklı kavramlardır ve dolayısıyla farklı sonuçlar doğurmaktadır. Tanıma davası icrailik ihtiva etmeyen bir hükmün Türkiye'de tanınmasını sağlarken, tenfiz davası ile elde edilmek istenen hukuki sonuç icra edilebilir nitelikteki bir hükme geçerlilik sağlanmasıdır.
Örneğin boşanma davasında tarafların arasındaki evlilik birliğinin sona erdirilmesi tescil işlemi veya tanıma davası ile gerçekleştirilirken, ziynet ve mal paylaşımı ile boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminata ilişkin yükümlülüklere icra edilebilirlik niteliğini kazandıran tenfiz davasıdır. Tanıma ve tenfiz tek bir dava ile ileri sürülebilir taleplerdir.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız başta Almanya, Hollanda, İsviçre, Avusturya, İngiltere, Fransa, Belçika gibi yabancı mahkemelerde boşanan vatandaşlarımız, Türkiye’de mutlaka yurtdışında boşanmalarının tanınması ve tenfizini istemeleri gerekir. Aksi takdirde Türk nüfus kayıtlarında halen evli görünürler ve taraflar birbirlerine mirasçı olmaya devam ederler. İleride sıkıntı yaşamamak için Yabancı mahkemelerde kesinleşmiş olan boşanma kararlarının Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemeleri tarafından tanıma ve tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.
Boşanma, nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi aile hukuku ile ilgili kararlara ilişkin olarak açılacak olan tanıma tenfiz talepli davalarda
Görevli mahkeme aile mahkemeleri, aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme ise davacının Türkiye'deki yerleşim yeri mahkemesidir.
Yabancı ülke mahkemesi tarafından verilen kararın, kesinleşme şerhi ve apostil şerhi taşıyan aslı ile birlikte tamamının noter veya resmi kurumlarca onaylı tercümesinin mahkemeye sunulması gerekecektir.
Yabancı ülke mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti ve Türk hukuk sistemince kabul görmekte olan kamu düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerekmektedir. Ayrıca ülkeler arasında mütekabiliyet de bulunmalıdır.
Dava dilekçesine bu belgeler eklenmemişse, dava sırasında mahkeme süre vererek, bu eksikliğin tamamlanmış olması gerekir.
Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tanınması yapılmaması halinde eşler halen evli gibi kabul edilir ve birbirlerinden mirasçı olmaya devam ederler. Ayrıca, tazminat ve nafakaya ilişkin karar var ise icra edilebilir olması için de tenfiz kararının olması gerekmektedir.
Yabancı ilamın o ülke kanunlarına göre kesinleşmiş olması tanıma davasının kabulü için yeterlidir.
İçtihatlarla da gelişme gösteren bu alana ilişkin olarak mutlaka uzman bir aile avukatından yardım alınması gerekmektedir. Çünkü hukuk sistemleri arasındaki farklılıklar uygulamada önceden öngörülmesi güç olan çeşitli sonuçlar doğurabilmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak bilgi almak için tarafımızla iletişime geçmek için çekinmeyiniz.
Ziynet Alacağı Davasına ilişkin makalemiz için tıklayınız.
You have reached the end of the article. We hope you liked our article.
Please do not hesitate to contact us regarding this article or any other legal questions. We are waiting for your message.
© 2017- 2024
Maya Law Firm
All rights reserved.