T.C. Yargıtay 12.CEZA DAİRESİ Esas:2024-2345 Karar:2024-3686 Karar Tarihi:04.07.2024
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; sanık müdafi tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında taksirle öldürme suçundan açılan kamu davasında TCK'nın 85/1, 62, 53/6. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince sanık müdafinin ve katılan vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasıyla yeniden yapılan yargılama sonucu TCK'nın 85/1, 22/3, 62, 53/6, 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık müdafinin temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına, hükmedilen cezanın paraya çevrilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; olay günü saat 08.55 sıralarında sanık idaresindeki kamyonet ile tek yönlü iki şeritli yolda yerleşim yerinde Gölcük yönüne seyir halinde iken sağdan yol dışına çıkıp aracının ön sağ kısmıyla; yolun sağındaki bankette sırtı kendisine dönük vaziyette iki küçük çocuğu ile yürümekte olan yaya ...'na çarpması neticesinde yayanın öldüğü olayda kaza tespit tutanağı, trafik bilirkişi raporları ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda belirtildiği üzere; sanık idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti meskun mahaldeki tek yönlü yolda seyir halinde iken görüş alanını kontrol altında bulundurup seyrini mevcut seyir şartını (sanık, kolluk savunmasnda aracın ön cam kısmının buzlanma sebebi ile görüşünü engellediğini, buzlanmayı çözmek için yavaşlayarak aracını sağ şeride park etmek istediği sırada yayaya çarptığını ifade etmiş olup,) dikkate alarak sürdürmesi, yolun sağındaki bankete yanaşmak istediğinde ise bankette sırtı kendisine dönük biçimde yürüyen yayayı fark ederek bu yayaya karşı etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kendi dikkatsiz seyri ile birlikte taşıt yolundan çıkıp bankete girdiği sırada bahse konu yayaya aracının ön kısımlarıyla önlemsizce çarptığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olarak ölüme sebebiyet verdiği tespit ve kabul edilmekle, taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanun'un 85/1.maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin istinaf başvuruları üzerine duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda bir isabetsizlik görülmemiş; sanık kolluk savunmasında kaza öncesinde aracın camlarının buzlandığını, buzlanmanın çözülmesi için yolun kenarına yaklaşmaya çalıştığı sırada kazanın meydana geldiğini belirtmesi karşısında; sanığın seyir halinde iken aracın camlarının buzlanması nedeniyle hızını azaltıp seyrini çok daha müteyakkız bir şekilde sürdürerek en uygun şekilde aracını güvenli bir noktaya alması gerekirken kamera kayıtlarından da anlaşıldığı üzere hızını kesmeden emniyet şeridine ve akabinde bankete girerek burada yürüyen yayaya fren yapmadan çarptığı, sanık bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü neticeyi istememesine rağmen gerçekleşen ölüm olayında sanığın bilinçli taksirle hareket ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE ve KARAR
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesinin kararında sanık müdafi tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca, Kocaeli 10.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.07.2024 tarihinde karar verildi.
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.