GÖREVE İADE EDİLEN POLİS MEMURUNUN İADE ALABİLECEĞİ ÖZLÜK HAKLARI NELERDİR?

Bilindiği üzere kamu görevinden çıkarılan veya uzaklaştırılan kamu görevlileri daha sonra göreve iade edilmeleri durumunda görevden ayrı kaldıkları dönem için geriye dönük olarak mahrum kaldıkları maddi haklarını iade alabilmektedir.

Bu yazımızda görevden uzaklaştırılan veya meslekten çıkarılan ve daha sonra görevlerine iade edilen akademisyenlerin iade alabileceği haklarına ilişkin emsal kararımızı paylaşacağız.

POLİS MEMURUNUN ALABİLECEĞİ ÖDEMELERİ

  • Ücret ve Maaş

  • Banka Promosyonu

  • Terör (Operasyon) Tazminatı

  • Fazla Çalışma Ücreti

  • Görevden ayrı kaldığı dönemdeki rütbe ve kademe ilerlemesi 

  • Tüm kalemlerin tahakkuk tarahinden itibaren işleyecek faizleri

  • Manevi tazminat

EMSAL KARAR-1

DAVANIN ÖZETİ    :   İstanbul  Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak  görev yapmakta iken ..../2016 tarihinde açığa alınan ve daha sonra 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35/B maddesi uyarınca ..../2021 onay tarihli ve 2021/23 sayılı işlemle kamu görevinden çıkarılan ancak bu işlem karşı açtığı davada İstanbul ... İdare Mahkemesi'nce verilen .....2023 tarih ve E:2021/..., K:2023/...sayılı iptal kararı üzerine kamu görevine geri dönen  davacı tarafından,  açığa  alındığı  ..../2016 ile ..../2021 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, maaşların 1/3'nün  her birinin hak ediş tarihinden itibaren enflasyon farkı faizi ile karşılığı için 500,00-TL(miktar artırım sonrası 35.147,31-TL olmuştur), fazla çalışma ücretlerinin hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak enflasyon farkı  faizi ile  karşılığı için 500,00-TL(miktar artırım sonrası 40.854,07-TL olmuştur), terör(operasyon) tazminatı bedellerinin hak ediş tarihinden itibaren enflasyon farkı  faizi ile  ödenmesi için  500,00-TL(miktar artırım sonrası 27.822,52-TL olmuştur) olmak üzere toplam 1.500,00-TL (miktar artırım sonrası 103.823,90-TL olmuştur) tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine  karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ    : Davalı idare tarafından, tazminat koşullarının oluşmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK  MİLLETİ  ADINA

Karar veren İstanbul 10. İdare Mahkemesi'nce; işin gereği görüşüldü:
Dava,  polis memuru olarak çalışmakta iken  açığa  alındığı  .../2016 ile ..../2021 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin olarak mahrum kaldığını iddia ettiği toplam 103.823,90-TL parasal hakkının davalı idareden tazmini istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmüne, 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Görevden Uzaklaştırma" başlıklı 137.maddesinde; "Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir." hükmü yer almaktadır.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, hizmet kusuru özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan doğan sorumluluk idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
İdarenin tazmin yükümlülüğü, yalnızca mal varlığında meydana gelen eksilmeye yönelik olmayıp, manevi varlıktaki sarsıntı ve dengesizlik nedeniyle oluşan manevi zararları da kapsamaktadır. Manevi zarar; kişinin şeref, haysiyet, isim, şöhret ve bedeni bütünlük gibi şahsına bağlı haklarına yapılan saldırılar veya yakınlarından birinin ölümü ya da sakatlığı nedeniyle duyduğu acı ve üzüntülerdir. Bu tür zararlar, maddi zararlara da sebebiyet veren bir eylem veya işlemden doğabileceği gibi maddi zarar doğurmayan bir eylem veya işlemden de kaynaklanabilir.
Dosyanın incelenmesinden, İstanbul  Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken../2016 tarihinde açığa alınan ve daha sonra 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35/B maddesi uyarınca .../2021 onay tarihli ve 2021/..sayılı işlemle kamu görevinden çıkarılan ancak bu işlem karşı açtığı davada İstanbul 1... İdare Mahkemesi'nce verilen 2...2023 tarih ve E:2021/..., K:2023/...sayılı iptal kararı üzerine kamu görevine geri dönen  davacı tarafından,  açığa  alındığı  ..../2016 ile ...2021 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, maaşların 1/3'nün  her birinin hak ediş tarihinden itibaren enflasyon farkı faizi ile karşılığı için 500,00-TL(miktar artırım sonrası 35.147,31-TL olmuştur), fazla çalışma ücretlerinin hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak enflasyon farkı  faizi ile  karşılığı için 500,00-TL(miktar artırım sonrası 40.854,07-TL olmuştur), terör(operasyon) tazminatı bedellerinin hak ediş tarihinden itibaren enflasyon farkı  faizi ile  ödenmesi için  500,00-TL(miktar artırım sonrası 27.822,52-TL olmuştur) olmak üzere toplam 1.500,00-TL (miktar artırım sonrası 103.823,90-TL olmuştur) tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine  karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından, kamu görevinden uzaklaştırılması nedeniyle mahrum kaldığından bahisle talep edilen parasal haklarının, birden fazla kalemden oluşması nedeniyle her bir talep yönünden ayrı ayrı inceleme yapılması gerekmektedir.
1-Davanın, maaş ve maaşın yasal faizi istemine ilişkin kısım yönünden incelenmesi:
İdari yargıda, açılan bir iptal  yada tam yargı davası devam ederken, idarece işlemin kaldırılması, geri alınması ve iptali hallerinde veya aynı işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada iptal kararı verilmek suretiyle menfaat ihlalini oluşturan durumun ortadan kaldırılması halinde, yahut talep edilen tazminatın davalı idarece ödenmesi halinde dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda hüküm kurulması, yerleşik içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Olayda, ....2024 tarih ve HYS-2024-..........sayılı ödeme belgesinden görüldüğü üzere davacının açıkta geçirdiği sürelerde mahrum kaldığı maaşlarının ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme uyarınca maaş yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
Maaş faizine ilişkin kısım yönünden ise;

Davacıya görevinden uzaklaştırıldığı sürede maaşı 1/3 oranında eksik ödenmiş ve bilahare davacı kamu görevinden çıkarıldıktan sonra Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla görevine dönünce eksik ödenen maaş tutarı iade edilmiş (bu konuda hukuki ihtilaf yoktur) ancak söz konusu tutar yönünden herhangi bir faiz ödemesi yapılmamıştır. Buna karşın, davacının göreve iade edilmesi ile birlikte mülkiyet hakkı kapsamında olan maaştan yapılan kesintinin haklı olmayan bir gerekçeyle geç ödenmesi durumu ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu olarak da alacağın enflasyon karşısında makul olmayacak bir oranda değer kaybına uğratılması ile davacıya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklenmiştir. 

Bu itibarla; davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde maaşından yapılan kesintiden oluşan alacağına geç kavuştuğu ve faizin asıl alacağa bağlı onun fer'i niteliğinde bir alacak olduğu, dolayısıyla bu hak kaybının giderilebilmesini teminen, davacının görevden uzaklaştırıldığı tarih ile kamu görevinden çıkarıldığı tarihler arasındaki süreye ilişkin olarak eksik ödenen 1/3 maaş tutarının faizinin de ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 12.03.2019 tarih ve 30712 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 07.02.2019 tarih ve 2015/4812 bireysel başvuru nolu kararı ile görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanarak, maaşından kesinti yapılan kamu görevlisinin, göreve iade edildikten sonra değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin kararı da bu yöndedir.
Öte yandan; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 3'üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez." düzenlemesi ile Borçlar Hukuku'nun genel ilkeleri çerçevesinde, salt faizden oluşan zarar miktarına ayrıca faiz işletilmesi mümkün olmadığından davacının faize faiz ödenmesi talebinin kabulü mümkün değildir.
Bununla birlikte; Danıştay'ın yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere, faize faiz yürütülmesi talebi faizin hesaplanma biçimine ilişkin olduğundan, bu talebin faiz talebinden farklı bir talep olarak değerlendirilmek suretiyle bu talep bakımından ayrıca hüküm kurulmasına da gerek bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olarak ödenen maaşlarının faizine karşılık olarak 35.147,31-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.

2-Davanın fazla çalışma ücreti istemine ilişkin kısım yönünden incelenmesi:

 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun ek 21. maddesinde; "(Ek madde: 13/07/1993 - KHK - 486/17 md.)  657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilen en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil);
a) Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolarda bulunanlardan;
1. Özel harekat ve istihbarat birimlerinde görev yapanlara; %35,
2. Siyasi hizmet, çevik kuvvet birimleri ile köprü ve hassas bölgeleri koruma görevlerinde fiilen çalışanlarla, panzer sürücüsü ve operatörü olarak görev yapanlara %31,
3. Diğer birimlerinde görevli olanlara %27,
    b) ( Değişik ibare: 08/05/2007 - 5757 S.K/md.1) Emniyet hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda bulunan çarşı ve mahalle bekçilerine %13, tutarını geçmemek üzere İçişleri Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre fazla çalışma ücreti ödenir. (Ek ibare: 06/04/2001 - 4638/3. md.) Ayrıca, İçişleri Bakanı, büyük ölçekli yolsuzluk, terör ve benzeri faaliyetlere karşı ülke çapında gerçekleştirilen operasyonlara katılanlar ile bunlara idari, teknik, lojistik ve sair destek hizmetleri sağlayan personele hizalarında gösterilen oranların en çok yarısına kadar ilave ödeme yapmaya, bu ödemeyi; görev yeri ve süresi, görevin zorluk ve risk derecesi, görevlinin kıdemi ve sorumluluğu ile benzeri unsurları dikkate alarak farklı miktar veya oranlarda belirlemeye, buna ilişkin diğer usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir
." hükmü bulunmaktadır.
    Anılan hükmün değerlendirilmesinden; söz konusu fazla çalışma ücretinin, Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolarda görev yapan personele, görevli olduğu süre içerisinde statüden kaynaklı olarak her ay sabit olarak ödenen, görevden çıkarılmasa idi davacıya da ödenecek olan bir tutar olduğu sonucuna varıldığından, anılan tutarın ödenmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, fazla çalışma ücreti ve bu ücretin faizine karşılık olarak toplam   40.854,07-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.

3-Davanın terör (operasyon) tazminatı istemine ilişkin kısım yönünden incelenmesi:
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 28. maddesine dayanılarak çıkartılan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar'ın "Ödeme esasları" başlıklı 4. maddesinde; "(...) c) Ekli (3) sayılı Cetvele göre ödeme yapılacak harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri, ödemeye esas olacak şekilde çözüme bağlamaya il valileri yetkilidir. Bu yetki, terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamaz. Genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemez. Bulundukları birlik veya birimlerin dışına çıkılarak fiilen operasyona iştirak etmeyen personele ekli (3) sayılı Cetvele göre ek tazminat ödenmez.
ç) Ek tazminat fiilen görev yapılan sürelerde ödeneceğinden, bu tazminatın ödenmesini gerektiren görevler dışında bir işte görevlendirme, kapsam dahilindeki iller dışında veya içinde olmakla birlikte bu Esaslar kapsamında ek tazminat ödenmeyen bir işte geçici görevlendirme, kurs, her türlü izin, istirahat, hava değişimi, mehil müddeti, süresi ne olursa olsun bir suçtan dolayı görevden uzaklaştırma, gözaltına alınma, açığa alınma ve tutukluluk gibi hallerde ödenmez. (...)" kuralına yer verilmiştir.
Davacının talep ettiği terör tazminatının ek ödeme niteliğinde olduğu ve sabit maaşına ek olarak ve sabit olarak her ay yapılan bir ödeme olmadığı, bu nedenle davacının aktif olarak çalışmadığı ve kamu görevinde fiilen geçirmediği sürelere ilişkin bu ek ödemenin yapılmasının mümkün olmadığı, ayrıca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 28. maddesine dayanılarak çıkartılan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar'ın "Ödeme esasları" başlıklı 4/ç maddesi uyarınca terörle mücadele noktasında görevli personele yapılacak özel harekat ve operasyon için verilecek ek ödemelerin fiilen görev yapılan sürelerde ödeneceği ve bu tazminatın ödenmesini gerektiren görevler dışında bir işte görevlendirme, kapsam dahilindeki iller dışında veya içinde olmakla birlikte bu Esaslar kapsamında ek tazminat ödenmeyen bir işte geçici görevlendirme, kurs, her türlü izin, istirahat, hava değişimi, mehil müddeti, süresi ne olursa olsun bir suçtan dolayı görevden uzaklaştırma, gözaltına alınma, açığa alınma ve tutukluluk gibi hallerde ödenmeyeceği kural altına alındığından, davacıya anılan tazminatın ödenmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 
Bu durumda, terör (operasyon) tazminatı ücreti ve bu ücretin faizine karşılık olarak talep edilen toplam 27.822,52-TL'nin davalı idare tarafından ödenmesine olanak bulunmadığından davanın bu kısım yönünden reddi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle:
1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına:
a-Maaş faizinin karşılığı olarak 35.147,31-TL'nin, fazla çalışma ücretlerinin ve faizinin karşılığı olarak toplam 40.854,07-TL'nin,  davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine,
b-Terör(operasyon) tazminatının ve faizinin karşılığı olarak toplam 27.822,52-TL yönünden davanın reddine,
c- Maaşların ödenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Dava sonucu itibariyle kısmen kabul kısmen ret kısmen karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlandığından;
a- Kabul edilen maddi tazminat üzerinden kararın verildiği tarihte yürürlükte olan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 10.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı idare tarafından maddi tazminat talebi kabul edilen davacıya ödenmesine, 
b-Reddedilen maddi tazminat üzerinden kararın verildiği tarihte yürürlükte olan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 10.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, 
3-Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden ve davalı idare harçtan muaf olduğundan davalı idareden harç tahsiline yer olmadığına,
4-Aşağıda dökümü yapılan 90,00-TL posta giderinin davalı idareden tahsili için karar kesinleştikten sonra ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
5-Kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, ..../2024 tarihinde  karar verildi. 

EMSAL -2 (TERÖR TAZMİNATININ KABULÜ)

Ankara Bölge İdare Mahkemesi ANKARA. 7. İDARİ DAVA DAİRESİ  29.11.2022 T. 2022/1139 E. 2022/2690 K.
İSTİNAF KARARI
İSTEMİN ÖZETİ: Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen 31/12/2021 tarih ve E:2021/465, K:2021/2098 Sayılı kararın istinafen incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesince, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR: Dava; Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü İdil İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 17/07/2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldıktan sonra 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 01/09/2016 tarihinde kamu görevinden çıkarılan, bilahare Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun 25/02/2020 tarihli ve 2020/4863 Sayılı kararı ile göreve iade edilen davacı tarafından, kamu görevinden ayrı kaldığı döneme ilişkin parasal haklarının ödenmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen 12/02/2012 tarih ve 25 Sayılı işlemin iptali ile kamu görevinden çıkarıldığı 01/09/2016 tarihi ile göreve iade edildiği 08/12/2020 tarihi arasındaki dönem için ödenen maaşlarının yasal faizleri ile ödenmeyen fazla çalışma ücretleri ile terör (operasyon) tazminatının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

....

Davanın operasyon (terör) tazminatına ilişkin kısmına gelince;

375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 28. maddesinde; "A) Olağanüstü hal ilan edilen bölgeler veya Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken belirlenecek kritik yörelerde özel harekat ve operasyon timi olarak görev yapan; Emniyet Genel Müdürlüğü emniyet hizmetleri sınıfı kadrolarında bulunanlar ile sözleşmeli uçuş personeline, subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere ve operasyonları fiilen sevk ve idare eden karargah ve bürolardan bu fıkra uyarınca alınacak Cumhurbaşkanı onayında belirtilenlerde görevlendirilen personele 9000, erbaş ve erlere 4500 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık tutarı geçmemek üzere, fiilen görev yapıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak ek tazminat, (B) fıkrasında yer alan tazminata ilave olarak ayrıca ödenir....

(Ek paragraf: 11/10/2011-KHK-666/5 md.) Emniyet Genel Müdürlüğü Emniyet Hizmetleri Sınıfı kadrolarında bulunan personelden, özel harekat kursuna katılarak özel harekat sertifikası almış ve özel harekat birimlerinde fiilen görev yapanlar ile terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik olarak ilgisine göre İçişleri Bakanlığı veya Genelkurmay Başkanlığınca belirlenen birliklerde fiilen görev yapan subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere, (10.750) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık miktarı geçmemek üzere, fiilen görev yapıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak bu fıkra uyarınca ödenen tazminata ilave ek tazminat ödenebilir. Yerleşim birimi, fiilen yapılan görevin riski, zorluğu ve önemi gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle günlük veya aylık olarak hesaplanmak üzere, ödenecek ilave ek tazminatın miktarı, ödenme usul ve esasları ile hangi hallerde kesileceği Cumhurbaşkanı kararı ile tespit edilir.

Bu tazminat kapsam dahilinde fiilen görev yapılan sürelere göre hesaplanır ve ay sonunda ödenir" hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Yasa hükmüne dayanılarak hazırlanan ve 27.04.2018 tarihli Başbakanlık onayı ile yürürlüğe konulan Özel Harekat ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esasların 2. maddesinde; "Bu Esaslar, ekli 1 Sayılı Cetvelde gösterilen illerde terörle mücadeleye yönelik özel hareket ve operasyonlarda görevlendirilen;

a-) Emniyet Genel Müdürlüğü emniyet hizmetleri sınıfı kadrolarında bulunanlar ile sözleşmeli uçuş personelini,

b-) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler ile erbaş ve erleri,

c-) Operasyonu fiilen sevk ve idare eden karargah ve bürolarda görevli personelden ekli 4 Sayılı Cetvelde belirtilenleri,

Kapsar." hükmü yer almış, "Ödenecek ek tazminat" başlıklı 3. maddesinde; "(a) Birinci derece kritik illerde özel harekat ve operasyon timi olarak görev yapanlar ile 2. maddenin (c) bendinde sayılan personele, bu illerde fiilen yaptıkları sürelerle orantılı olarak her ay için ekli 2 ve 4 Sayılı cetvellerde yer alan,

b-) 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde sayılan personelden ekli 3 Sayılı cetvelde belirtilenlere, terörle mücadele amacıyla yapılacak harekat ve operasyona fiilen katıldıkları her gün için bu cetvelde yer alan,

Gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek tazminat ödenir." hükmüne,

"Ödeme esasları" başlıklı 4. maddesinde de; "Ek Tazminatın ödenmesinde aşağıdaki esaslar uygulanır

a-) Ek tazminat fiilen hakedildikten sonra, ayın onbeşinde aylıkla birlikte ödenir.

b-) Birince derece kritik illerde terörle mücadeleye yönelik olmak üzere özel harekat ve operasyon timi olarak görevlendirilecek birlik ve personel Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca müştereken belirlenir.

c-) Ekli 3 Sayılı Cetvele göre ödeme yapılacak harekat ve operasyonun terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin tereddütleri, ödemeye esas olacak şekilde çözüme bağlamaya il valileri yetkilidir.. Bu yetki terörle mücadele dışındaki genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutat ve asli işler niteliğindeki görevleri kapsayacak ve tüm personele teşmil edecek şekilde kullanılamaz. Genel nitelikte bir defaya mahsus onay verilerek sürekli hale getirilemez. Bulundukları birlik ve birimlerin dışına çıkarak fiilen operasyona iştirak etmeyen personele ekli 3 sayıl Cetvele göre ek tazminat ödenmez.

ç) Ek tazminat fiilen görev yapılan sürelerde ödeneceğinden, bu tazminatın ödenmesine gerektiren görevler dışında bir işte görevlendirme, kapsam dahilindeki iller dışında veya içinde olmakla birlikte bu Esaslar kapsamında ek tazminat ödenmeyen bir işte geçici görevlendirme, kurs, her türlü izin, istirahat, hava değişimi, mehil müddeti, süresi ne olursa olsun bir suçtan dolayı görevden uzaklaştırma, açığa alınma, gözaltına alınma ve tutukluluk gibi haller ile faaliyetten men cezasının infazında geçen süreler ve askerlik hizmetinden sayılmayan sürelen için ödenmez.

Açığa alınan, görevden uzaklaştırılan, gözaltına alınan veya tutuklananlardan hakkında kamu davasının düşmesine, ortadan kaldırılmasına, yargılamanın menine veya beraatına karar verilenlerin, görevden uzakta, gözaltında veya tutuklulukta geçirdikleri süre zarfında da ödeme yapılmaz...

d-) ekli 3 Sayılı Cetvele göre yapılacak ödemelerde, her operasyon ve harekattan sonra ekli 1 numaralı örnek form doldurularak ilgili makamca onaylanır..." hükmüne yer verilmiş, 5. maddesinde Esaslar' ın 01.01.2018-31.12.2020 tarihleri arasında uygulanacağı belirtilmiş, paralel düzenlemeler 04.10.2019 tarihli olur ile yürürlüğe giren Esaslar' da da düzenlenmiş, bu Esaslar' ın da 31.12.2023 tarihine kadar yürürlükte olması kararlaştırılmıştır.

Yukarıya alınan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; güvenlik açısından kritik görülen illerde terörle mücadeleye yönelik özel harekat ve operasyonlarda görevlendirilen emniyet hizmetleri sınıfı personel ile operasyonu sevk ve idare eden birinci derece kritik illerde görev yapan il emniyet müdürü, il emniyet müdür yardımcısı, ilçe emniyet müdürü ve ilçe emniyet amirlerine tazminat ödeneceği açıktır.

Emniyet hizmetleri sınıfı personel yönünden ise özel birtakım düzenlemeler öngörülmüş, buna göre 1. derece kritik illerde görev yapanlar için ayrıksı durumlar öngörülmüş ise de, genel olarak, temel özel harekat kursu görüp özel harekat sertifikası almış ve özel harekat biriminde çalışan personelin, fiilen uçuş görevine katılan pilot ve teknisyenlerin, patlayıcı maddeleri zararsız hale getirme ve yok etme hizmetlerinde fiilen çalışan bomba imha uzmanlarının, fiilen istihbarat kaynağında görevli istihbarat grubu personelin, Terörle Mücadele ve Güvenlik Şube Müdürlükleri ile Bomba İmha ve İnceleme birimlerinde görevli personelin ve operasyonlarda görevlendirilen diğer emniyet hizmetleri sınıfı personelin ek tazminattan yararlanması öngörülmüştür.

Öte yandan, gerçekleşen operasyon ve harekatın terörle mücadele amacı taşıyıp taşımadığı konusunda il valileri yetkili kılınmış, bu yetkinin ise, genel kolluk ve güvenlik hizmetleri çerçevesinde yürütülen mutad ve asli işleri kapsayacak şekilde genişletilmesi de yasaklanmıştır.

Birinci derece kritik illerde görev yapan emniyet personeli yönünden ise; bu illerde "özel harekat ve operasyon timi" olarak görev yapmaları durumunda, çalıştıkları birim ya da branşları veya kadro unvanları itibarıyla 2 ve 4 Sayılı cetvelde belirtilen oranlar üzerinden aylık olarak tazminat almaları benimsenmiştir.

Bakılan uyuşmazlıkta Dairemizin 26.10.2022 tarihli ara kararı ile Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünden davacının kamu görevinden çıkarılmadan önce; hangi branşta görev yaptığı, birinci derece kritik il olarak belirlenen yerde görev yapması nedeniyle görev yaptığı birim ya da branşı itibarıyla "özel harekat ve operasyon" timi içerisinde belirlenip belirlenmediği ve birinci derecede kritik illerde görevli tüm emniyet personelinin ayrı bir görevlendirme gerekmeksizin "özel harekat ve operasyon" timi olarak kabul edilip edilmediği hususlar sorulmuş, dosyaya ibraz edilen İdil İlçe Emniyet Müdürlüğünün 11.11.2022 tarihli yazısında, davacının terörle mücadele branşında görev yaptığı ve İdil İlçe Emniyet Müdürlüğünün konumu gereği tüm emniyet personelinin birim ya da branşı itibarıyla "özel harekat ve operasyon" timi içerisinde belirlendiği ifade edilmiştir.

Bu itibarla, davacının kamu görevinden çıkarılmadan önce Şırnak İdil İlçe Emniyet Müdürlüğününde polis memuru olarak görev yaptığı, Şırnak ilinin birinci derece kritik iller arasında belirlendiği, davacının da branşı ve görev yaptığı birim itibarıyla "özel harekat ve operasyon" timi içerisinde belirlendiği, dolayısıyla kamu görevinden çıkarılmasaydı görevini yerine getireceği ve aylık düzenli olarak operasyon tazminatını alacağı göz önüne alındığında, davacıya kamu görevine iade edilmesi sonrasında görevden ayrı kaldığı süre için operasyon tazminatı ödenmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, idare mahkemesince davanın bu kısmına yönelik olarak verilen kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusuna konu idare mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçelerle reddine, aşağıda dökümü yapılan istinaf safhasına ait 45,00 TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın ilgili taraflara iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak, 29/11/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Doktrinde faiz, en genel anlamıyla; konusu bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda, alacaklının bu paradan mahrum kaldığı zaman içinde meydana gelen zararına karşılık ödenmesi gereken ve oranı, alacağın türüne göre değişen bir bedel şeklinde tanımlanmaktadır.

Sözü edilen özelliği ile asıl alacağa bağlı fer'i bir alacak türü olan faiz alacağının doğması, asıl alacağın varlığına ve devamına bağlıdır.

Nitekim, asıl alacağa geç ulaşılması nedeniyle ortaya çıkan zararları karşılamak üzere, 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun yürürlüğe konulmuştur.

Dolayısıyla, yasal faiz ile, asıl alacağa geç ulaşılması nedeniyle ortaya çıkan zararların karşılanmasının amaçlandığı açıktır.

Bu bağlamda, faizin, tesis edilen idari bir işlem nedeniyle malvarlığında azalma ya da elde edilecek gelir veyahut kardan mahrum kalma şeklinde zarara uğrayan kişiler yönünden, alacağa geç ulaşmalarının karşılığı olarak ödenen bir tazminat türü olarak tanımlanması mümkündür.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, uyuşmazlık; bir idari işlemin mahkeme kararıyla iptal edilmesi ya da idarece hukuka aykırı bulunarak geri alınması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemi niteliğinde bir uyuşmazlık olmadığından, zararın aslı ya da ferilerinin tazminine ilişkin genel tazminat hukuku kurallarının işbu uyuşmazlıkta uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, uyuşmazlık; 7075 Sayılı Kanun hükümleriyle, görevine iade edilenlere ödenebilecek (ve ödenemeyecek) parasal hakların belirlenmesine ilişkindir.

7075 Sayılı Kanun'un yukarıya alınan hükümleriyle, olağanüstü haldöneminde yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle kamu görevinden çıkarılan kişilerden Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunca göreve iade edilmesine karar verilenlere yönelik özel bir takım hükümler getirilmiş ve ilgililere yalnızca mali ve sosyal haklarının ödenmesi öngörülmüş, bunun dışında herhangi bir tazminat ödenmeyeceği açıkça ifade edilmiştir.

Kanun koyucu tarafından benimsenen duruma göre; ilgililerin kamu görevinden ayrı kaldığı süreye karşılık olmak üzere yalnızca "mali ve sosyal haklar"ın ödenmesi, bunun dışında maddi ya da manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın herhangi bir tazminat ödenmemesi öngörülmüş olup, mali ve sosyal hak kapsamında bulunmayan yasal faiz isteminin, anılan Yasa kapsamında ödenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere yasal faiz; gerçek zararın tazmini amacıyla getirilen bir tazminat türü olup, aktarılan 10. maddedeki kısıtlayıcı hüküm nedeniyle ilgilerin faiz istemine engel oluşturacağından, yasayla kısıtlanan bir tazminatın genel tazminat hukukundaki giderim yöntemleri kullanılarak ödenmesi de mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun yasal faize yönelik olarak kabul edilerek toplu ödenen maaşlar ile ödenmesine hükmedilen diğer parasal hakların yasal faizi yönünden idare mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına bu açıdan katılmıyorum.

 

Yazının sonuna geldiniz. Yazımızı beğendiğinizi umuyoruz.

Bu yazıyla ilgili veya başka herhangi bir hukuki sorunuzda tarafımızla iletişime geçmekten çekinmeyiniz. Mesajınızı bekliyoruz.

 

Maksimum dosya boyutu (Mb): 2