GÖREVE İADE EDİLEN AKADEMİSYENLERİN İADE ALABİLECEĞİ ÖZLÜK HAKLARI NELERDİR?
Bilindiği üzere kamu görevinden çıkarılan veya uzaklaştırılan kamu görevlileri daha sonra göreve iade edilmeleri durumunda görevden ayrı kaldıkları dönem için geriye dönük olarak mahrum kaldıkları maddi haklarını iade alabilmektedir.
Bu yazımızda görevden uzaklaştırılan veya meslekten çıkarılan ve daha sonra görevlerine iade edilen akademisyenlerin iade alabileceği haklarına ilişkin emsal kararımızı paylaşacağız.
AKADEMİSYENLERİN ALABİLECEĞİ ÖDEMELERİ
Ücret ve Maaş
Akademik teşvik ödeneği
Banka Promosyonu
Ek ders ücreti
Pedagojik Formasyon ücreti
Sürekli Görev Yolluğu
Tüm kalemlerin tahakkuk tarahinden itibaren işleyecek faizleri
GAZİANTEP
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
BEŞİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİ
Esas No : 2022/
Karar No : 2025/
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA
BULUNANLAR : 1- ……………. (Davacı)
VEKİLİ : Av. Abdullah GÜRSU (e-tebligat)
DAVALI : 2- …….. Üniversitesi Rektörlüğü (Davalı) (e-tebligat)
VEKİLİ : Av. …………… - Aynı yerde
İSTEMİN ÖZETİ : Adıyaman İdare Mahkemesi'nce verilen 10/12/2021 tarih ve E:2021/…, K: 2021/.. sayılı kararın istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi'nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; …. Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden çıkarılan ve Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla görevine iade edilen davacı tarafından, kamu görevinden uzaklaştırıldığı 12.08.2016 tarihi ile yeniden görevine iade edildiği 04.03.2020 tarihi arasındaki döneme tekabül eden parasal haklarının yasal faiziyle tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun kısmen reddedilerek ödeme yapılmamasına ilişkin 21.01.2021 tarihli davalı idare işlemin iptali ile açıkta kaldığı döneme ilişkin maaşlarının yasal faizlerinin, doçentlik ücret farkı, sürekli görev yolluğu, akademik teşvik ödeneği, üniversite ve geliştirme ödeneği, banka promosyon ödemesi, ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti, ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretlerinin hak ediş tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; "Davacının, açıkta kaldığı ve kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin ödenen maaşlarının hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinin ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: davacının açıkta kaldığı ve kamu görevinden çıkarıldığı dönemde ödenmeyen ve sonradan kendisine ödenen maaşlarına yasal faiz ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uygunluk görülmediği, öte yandan, dava konusu işlemin maaşlarının yasal faizlerinin ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden Mahkememiz kararı ile hukuka aykırı bulunduğundan, Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu yolundaki hüküm uyarınca; davacının açıkta kaldığı ve kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin davacıya ödenen maaşlara ilişkin yasal faizin her ay tahakkuk edecek maaş için ayrı ayrı olmak üzere ödenmesi gerektiği (tahakkuk) tarihten itibaren ödemenin yapılacağı tarihe kadar hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği, Davacının ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: ek ders ücreti ödenebilmesi için anılan görevlerin fiilen yapılmış olması şartı dikkate alındığında 12.08.2016 - 04.03.2020 tarihleri arasında görevden uzaklaştırılan davacının fiilen icra etmiş olduğu bir ek ders bulunmadığı, ek ders alıp almayacağının kesin olmadığı, dolayısıyla görevden uzaklaştırıldığı süreye ilişkin ve ihtimale dayalı olarak davacıya ek ders ücreti ödenemeyeceği anlaşıldığından dava konusu işlemde davacının ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup davacının ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti ödenmesi talebi yönünden davanın reddi gerektiği, Davacının akademik teşvik ödeneği ve sınav ücretlerine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: davacının akademik teşvik ödeneği ve ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretleri istemi yönünden; davacının kamu görevinden çıkarılmamış olsa dahi bu parasal istemi elde edip edemeyeceğinin ihtimale dayalı olduğu, dolayısıyla bu istem bakımından ortada gerçekleşmiş kesin bir zarardan söz edilemeyeceği, tam yargı davalarında ise ancak uğranılan "gerçek" zararların tazmininin amaçlanmış olması karşısında, davacının muhtemel zarar kapsamında kalan bu isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde akademik teşvik ödeneği ve sınav ücretleri istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup davacının akademik teşvik ödeneği ve sınav ücretleri ödenmesi talebi yönünden davanın reddi gerektiği, Davacının banka promosyonu ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: uyuşmazlık; 7075 sayılı Kanun hükümleriyle, görevine iade edilenlere ödenebilecek (ve ödenemeyecek) parasal hakların belirlenmesine ilişkindir. Anılan Kanun hükümleriyle de, göreve iade edilenlere yapılacak ödemeler; "mali ve sosyal haklar"la sınırlandırıldığı, Kamu kurumları ile bankalar arasında belirli sürelerle imzalanan ve karşılığında anlaşma yapılan bankadan maaşını alan personele dönemler halinde ilgili banka tarafından ödeme yapılmasını taahhüt eden protokollerle belirlenen promosyon ücretlerinin anılan Kanun uyarınca mali ve sosyal hak kapsamında kabul edilmesi mümkün olmadığı, mali ve sosyal haklardan olmayan banka promosyon ödemelerinden idarenin sorumlu tutulması ancak tazminat şeklinde mümkün olabilir ki, anılan 7075 sayılı Kanunun 10. maddesindeki " Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz." kuralı buna engel teşkil ettiği, bu durumda dava konusu işlemlerin promosyona yönelik kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacıya promosyon ücreti ödenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, Davacının sürekli görev yolluğu ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: 6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun ''Harcırahın sureti tediyesi'' başlıklı 57. maddesinin 1. fıkrasında; ''Harcırah hizmetin taallük ettiği kurum bütçesinden ödenir. 52 nci madde hükmü mahfuz kalmak şartiyle, ceza davalarında mezkür maddede yazılı yol masrafı ve tazminatların, işin ifasından evvel makbuz mukabilinde vezneye yatırılmasına imkan bulunmıyan hallerde, bunlar, bilahara mahküm olan veya haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere, evvel emirde Adalet Vekaleti Bütçesinden ödenir.'' hükmüne yer verildiği, yukarıda yer verilen mevzuata göre sürekli görev yolluğunun davacının yeniden göreve başladığı Adıyaman Üniversitesinden talep edilmesi gerektiğinden davacının sürekli görev yolluğu ödenmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği, davacının doçentlik ücret farkı ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 3. maddesinin (A) fıkrasında, öğretim üyeleri sınıfının profesörler, doçentler ve yardımcı doçentlerden oluştuğu, aynı fıkranın (b) bendinde; "Doçentlerin, doçent kadrosuna atandıkları tarihi izleyen ay başından itibaren üçüncü derecenin", (c) bendinde; "Yardımcı doçentlerin, yardımcı doçent kadrosuna atandıkları tarihi izleyen aybaşından itibaren beşinci derecenin" ilk kademe aylığını alacakları, (c) fıkrasında; araştırma görevlilerinin öğretim yardımcıları sınıfı içinde yer aldığının düzenlendiği, yukarıda yer verilen düzenleme uyarınca kişinin doçentler için öngörülen maaştan yararlanması için doçent unvanı almış olması yeterli olmayıp doçentlik kadrosuna atanması gerektiği, 06.03.2018 tarihinde doçentlik unvanı alan davacının kamu görevinden çıkarılmamış olsa dahi bu kadroya atanıp atanmayacağının ihtimale dayalı olduğu, dolayısıyla bu istem bakımından ortada gerçekleşmiş kesin bir zarardan söz edilemeyeceği anlaşıldığından dava konusu işlemde doçentlik ücret farkı istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı, Davacının üniversite ödeneği ve geliştirme ödeneği ödenmesine ilişkin talebi açısından yapılan incelemede: davalı idarece savunma dilekçesi ekinde sunulunan ve davacının kamu görevinden uzaklaştırıldığı 12.08.2016 tarihi ile yeniden görevine iade edildiği 04.03.2020 tarihi arasındaki döneme tekabül eden maaşlarına ilişkin düzenlenen ödeme bordrosunun incelendiğinde, bu döneme ilişkin davacının hak ettiği üniversite ödeneği, kuruluş geliştirme ödeneği, eğitim öğretim ödeneği ile sosyal hak ve tazminatlarının hesaplanarak davacıya ödendiği anlaşıldığından davacının üniversite ve geliştirme ödeneği ödenmesi talebi yönünden davanın reddi gerektiği" gerekçeleriyle "dava konusu işlemin davacının açıkta kaldığı döneme ilişkin maaşlarının yasal faizinin ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden iptaline, doçentlik ücret farkı, sürekli görev yolluğu, üniversite ve geliştirme ödeneği, akademik teşvik ödeneği, banka promosyon ödemesi, ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti, ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretlerinin ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacının açıkta kaldığı ve kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin davacıya ödenen maaşlara ilişkin yasal faizin ise her ay tahakkuk edecek maaş için ayrı ayrı olmak üzere ödenmesi gerektiği (tahakkuk) tarihten itibaren ödemenin yapılacağı tarihe kadar hesaplanarak davacıya ödenmesine" karar verilmiştir.
Davacı tarafından; davalı idarenin kusurlu işlemi nedeniyle görevini yapamadığı, açıkta kaldığı döneme ilişkin, doçentlik ücret farkı, sürekli görev yolluğu, akademik teşvik ödeneği, üniversite ve geliştirme ödeneği, banka promosyon ödemesi, ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti, ÖSYM sınav ücretlerinin ödenmesi gerektiği, tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının "davanın reddine" ilişkin kısmının kaldırılması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından; davacının kamu görevinden çıkarıldıktan sonra emekli olması nedeniyle almış olduğu maaş ödemeleri bulunduğundan göreve başladığı tarihe kadar nasıl ödeme yapılması gerektiği konusunda net bir sonuca ulaşılamadığı, ayrıca davacının doçentlik unvanını kamu görevinden çıkarılmasından sonra almış olması nedeniyle bu unvandan kaynaklanan farkların ödenip ödenmeyeceği konusunda tereddüte düşüldüğünden konu hakkında Yükseköğretim Kurulu'ndan görüş alınmasının daha doğru olacağı, promosyon ödemesinin maaş karşılığı olması nedeniyle maaş ödemesi yapılmayan döneme ilişkin promosyon ödenemeyeceği, ek ders ödemesi yapılabilmesi için ise mecburi ve isteği bağlı dersler ile diğer faaliyetler için haftalık ders programında yer alması ve fiilen yapılması gerekliliği bulunduğundan ek ders ücretinin de ödenemeyeceği, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerekİdare Mahkemesi kararının "iptal, kabul"e ilişkin kısmının kaldırılması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının ….. Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken, 12.08.2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı, bilahare 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 29.10.2016 tarihinde kamu görevinden ihraç edildiği ve 01.12.2016 tarihinden itibaren davacıya emekli aylığı bağlandığı, 08.01.2020 tarih ve 2020/735 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla görevine iade edilmesi üzerine 04.03.2020 tarihinde ….. Üniversitesi Eğitim Fakültesinde göreve başladığı, davacı tarafından görevde olmadığı döneme (açığa alındığı tarihten göreve iade edildiği tarihe kadar olan dönem) ilişkin tüm sosyal ve mali haklarının ödenmesi istemiyle 09.03.2020 ve 23.06.2020 tarihli dilekçeyle davalı idareye başvuru yapıldığı, davacının açıkta kaldığı döneme ilişkin maaşları hesaplanarak aldığı emekli aylıkları ve yasal kesintiler mahsup edildikten sonra kalan 32.345,41 TL'nin 21.01.2021 tarihinde davacının hesabına yatırıldığı, davacının ödenen maaşlarının yasal faizlerinin, doçentlik ücret farkı, sürekli görev yolluğu, akademik teşvik ödeneği, banka promosyon ödemesi, ek ders ücreti, pedagojik formasyon ek ders ücreti, ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretlerinin ödenmesi isteminin davalı idare işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin istinaf başvurusunun incelenmesinden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, "Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir." hükmü yer almaktadır.
İstinafa konu kararın anılan kısmı hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf başvurusunun bu yönüyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının istinaf başvurusunun; doçentlik ücret farkı, akademik teşvik ödeneği ödenmesi (tazminat) istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısım, ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretleri, uzaklaştırma dönemine ilişkin pedagojik formasyon ek ders ücreti, uzaklaştırma ve ihraç dönemine ilişkin üniversite ve geliştirme ödeneği, uzaklaştırma dönemine ilişkin ek ders ücreti yönünden incelenmesinden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''İstinaf'' başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, "Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir." hükmü yer almaktadır.
İstinafa konu kararın anılan kısmı hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf başvurusunun bu yönüyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının istinaf başvurusunun, "akademik teşvik ödeneği ödenmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemi "yönünden incelenmesinden;
2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu'nun "Akademik teşvik ödeneği" başlıklı Ek 4. maddesinde; "Her bir takvim yılı için, bir önceki yıl, bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikte yurt içinde veya yurt dışında sonuçlandırılan proje, araştırma, yayın, tasarım, sergi, patent ile çalışmalarına yapılan atıflar, bilim kurulu bulunan uluslararası düzeydeki toplantılarda tebliğ sunma ve almış olduğu akademik ödüller esas alınarak öğretim elemanları için yüz puan üzerinden yıllık akademik teşvik puanı hesaplanır. Akademik teşvik puanı otuz ve üzerinde olanlara, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuru brüt aylık (ek gösterge dâhil) tutarının; a) Profesör kadrosunda bulunanlar için %100’üne, b) Doçent kadrosunda bulunanlar için %90’ına, c) Doktor Öğretim Üyesi kadrosunda bulunanlar için %80’ine, d) Araştırma Görevlisi kadrosunda bulunanlar için %70’ine, e) Öğretim Görevlisi kadrosunda bulunanlar için %70’ine, aldıkları akademik teşvik puanının yüze bölünmesi suretiyle bulunacak oranın uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda akademik teşvik ödeneği verilir. Bu madde uyarınca yapılacak ödeme; bu Kanun uyarınca aylık ödendiği sürece ve kadrolarının bulunduğu yükseköğretim kurumları tarafından şubat ayının on beşinden itibaren on iki ay süreyle her ayın on beşinde yapılır, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. İlgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye ek ödemesi, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun yapılan benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz. Bilim alanlarının özellikleri ve öğretim elemanlarının unvanlarına göre akademik teşvik puanlarının hesaplanmasında esas alınacak faaliyetlerin ayrıntılı özellikleri ve bu faaliyetlerin puan karşılıkları, akademik teşvik toplam puanının %30’unu geçmemek üzere her bir akademik faaliyet türünün toplam puanının hesaplanmasındaki ağırlıkları, akademik teşvik puanının hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar ile bu hesaplamaları yapacak komisyonun oluşumu ile diğer hususlar Cumhurbaşkanı tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Bu madde hükümleri, Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında bulunan öğretim elemanları hakkında da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Devlet yükseköğretim kurumları kadrolarında bulunan öğretim elemanlarına yapılacak olan akademik teşvik ödeneğinin uygulanmasına yönelik olarak, bilim alanlarının özellikleri ve öğretim elemanlarının unvanlarına göre akademik teşvik puanlarının hesaplanmasında esas alınacak faaliyetlerin ayrıntılı özellikleri ve bu faaliyetlerin puan karşılıkları, akademik teşvik toplam puanının %30’unu geçmemek üzere her bir akademik faaliyet türünün toplam puanın hesaplanmasındaki ağırlıkları, akademik teşvik puanının hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar ve bu hesaplamaları yapacak komisyonun oluşumu ile diğer hususları belirlemek amacıyla çıkarılan 27/6/2018 tarih ve 30461 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin uygulanmasında...d) Faaliyet: Her bir takvim yılı için bir önceki yıl, bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikte yurtiçinde veya yurtdışında sonuçlandırılan proje, araştırma, yayın, tasarım, sergi, patent ile çalışmalarına yapılan atıfları, bilim kurulu bulunan uluslararası düzeydeki toplantılarda sunulan tebliğleri ve alınan akademik ödülleri ifade eder" hükmüne, "Akademik teşvik başvuru ve değerlendirme süreci" başlıklı 6. maddesinde; ''Öğretim elemanları, akademik teşvik başvurularını yayımlanan başvuru takvimi kapsamında kadrolarının bulunduğu yükseköğretim kurumunun ilgili birim akademik teşvik başvuru ve inceleme komisyonuna YÖKSİS’ten alınan çıktı ile birlikte akademik faaliyetlere ilişkin örnek, kanıt ve belgeleri ilan edilen usule uygun olarak sunar. Birim akademik teşvik başvuru ve inceleme komisyonu, değerlendirmelerin tüm aşamalarında gerekli gördüğü hallerde başvuru sahiplerinden akademik faaliyetlerine ilişkin ek açıklama, bilgi ve belgeler talep edebilir. Başvuru sahipleri, söz konusu talepleri yerine getirmekle yükümlüdür. Öğretim elemanlarınca yapılan başvurular birim akademik teşvik başvuru ve inceleme komisyonu tarafından incelenir. (2) Yükseköğretim kurumu değişikliği durumunda YÖKSİS çıktısında her bir faaliyetin hangi kurumda gerçekleştirildiği gösterilir ve farklı kurumlarda gerçekleşen akademik faaliyetlerin değerlendirilmesi öğretim elemanının kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumunda yapılır. (3) Başvuru sahipleri, alanları ile ilgili yapmış oldukları faaliyetlerine uygun birim akademik teşvik başvuru ve inceleme komisyonuna başvuru yapmakla yükümlüdür. Birim akademik teşvik başvuru ve inceleme komisyonu öncelikle başvuru sahibinin faaliyetlerinin incelenmeye uygun olup olmadığına karar verir. Uygun görülmeyen başvurular gerekçeli olarak, değerlendirilmek üzere komisyona iletilir.'', "Diğer hükümler" başlıklı 10. maddesinde ise; "..(2) Akademik teşvik ödeneği; b) Her bir takvim yılı için bir önceki yılda gerçekleştirilen faaliyetler esas alınmak suretiyle hesaplanan akademik teşvik puanı üzerinden Şubat ayının onbeşinden itibaren oniki ay süreyle her ayın onbeşinde ödenir". düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, Üniversite bünyesinde görev yapan akademisyenlere verilecek olan akademik teşvikin her bir takvim yılı için, bir önceki yıl bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikte yurt içinde veya yurt dışında sonuçlandırılan proje, araştırma, yayın, tasarım, sergi, patent ile çalışmalarına yapılan atıflar, bilim kurulu bulunan uluslararası düzeydeki toplantılarda tebliğ sunma ve almış olduğu akademik ödüller esas alınarak ve üniversitedeki akademisyenlerin unvanları da dikkate alınmak suretiyle yapılacak hesaplama doğrultusunda verileceği, davacı tarafından talep edilen akademik teşvik ödeneği; statü hukukundan bağımsız olarak tüm öğretim üyelerinin mutat olarak aldığı bir ödeme olmayıp, ait olduğu yıl içerisinde bilimsel çalışmalarının ve faaliyetlerinin belli usullere göre yıl sonuna kadar bağlı olduğu birime teslim etmesi halinde kurulacak komisyonca yeterli görülmesi halinde verilecek puanlar üzerinden hesaplanacak bir ödeme niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davalı idarece davacının uyuşmazlık konusu dönemde herhangi bir bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikte yurt içinde veya yurt dışında sonuçlandırılan proje, araştırma, yayın, tasarım, sergi, patent ile çalışmalarının bulunup bulunmadığı, yayınlarına yapılan atıflar nedeniyle aldığı teşvik puanının, teşvik ödeneği için yeterli olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak gerekli puana ulaşması halinde akademik teşvik ödeneği ile bulunacak tutarın yasal faizinin davacıya ödenmesi gerektiği anlaşıldığından, akademik teşvik ödeneği ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısım yönünden dava konusu işlemde ve Mahkeme kararının anılan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, davacının akademik teşvik ödeneği alıp almayacağı henüz belli olmadığı için eksik inceleme sebebiyle verilen iptal kararı doğrudan ödeme sonucu doğurmayacağından, iptal kararı üzerine davalı idarece davacının bilimsel çalışmalarının komisyonda değerlendirilmesi ve alacağı puan sonucuna göre ödeme yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi gerektiği de açıktır.
Davacının istinaf başvurusunun, ihraç dönemi ek ders ve pedagojik ek ders ücretleri ücretleri yönünden incelenmesinden;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Çalışma esasları:"başlıklı 36. maddesinde; "... Öğretim üyesi, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduğu yükseköğretim kurumunda haftada asgari on saat ders vermekle yükümlüdür. Öğretim görevlisi ise haftada asgari on iki saat ders vermekle yükümlüdür..." hükmüne yer verilmiştir.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 11. maddesinde; "2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesine göre haftalık okutulması mecburi ders yükü saati dışında, kısmi statüde bulunanlar dahil öğretim elamanlarına, görev unvanlarına göre Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen mecburi ve isteğe bağlı dersler ve diğer faaliyetler için bu ders ve faaliyetlerin haftalık ders programında yer alması ve fiilen yapılması şartıyla en çok yirmi saate kadar, ikinci öğretimde ise en çok on saate kadar ek ders ücreti ödenir. Ders yüklerinin tamamlanmasında öncelikle normal örgün öğretimde verilen ders ve faaliyetler dikkate alınır." hükmü yer almaktadır.
Buna göre; davacının, Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, akabinde Olağanüstü Hal İnceleme Komisyonu kararı ile göreve iade edildiği, her ne kadar yukarıda metnine yer verilen düzenlemelerde ek ders ücretinin yalnızca fiilen çalışan öğretim elemanlarına ödeneceği hükme bağlanmış ise de, davacının kamu görevinden çıkarıldığı tarih ile görevine iade edildiği tarih arasında fiilen görevini yapamamasına idarenin işleminin sebep olduğu, dolayısıyla kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem tesis edilmemiş olsaydı davacının, bu dönemde ek ders görevinden müstesna tutulmasını gerektiren özel bir durumu bulunduğu ileri sürülmediği gibi ek ders görevini yerine getireceği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemin davacının kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin ek ders ve pedagojik ek ders ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık, Mahkeme kararının anılan kısmında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, dava konusu işlemin, ek ders ve pedagojik ek ders ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmemesi kısmı hukuka aykırı bulunduğundan, davacının kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin ek ders ve pedagojik ek ders ücretlerinin hak ediş (tahakkuk) tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Davacının istinaf başvurusunun, sürekli görev yolluğu yönünden incelenmesinden;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 'Mülkiyet hakkı' başlıklı 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."; 'Yargı yolu' başlıklı 125. maddesinde, "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır....İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükümleri yer almıştır.
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 7075 sayılı Kanun'un "Kararların uygulanması" başlıklı 10. maddesinde: "Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü hâlinde karar, kadro veya pozisyonunun bulunduğu kuruma, yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin eski kadro veya pozisyonuna atanması esastır. (...) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilenlerin atama teklifleri; Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldığı yükseköğretim kurumu haricinde tespit edilecek yükseköğretim kurumlarından birine önceki kadro unvanlarına uygun olarak on beş gün içinde yapılır. (...) Atama emri, ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. (...) İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. (...)" hükümlerine yer verilmiştir.
6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 3. maddesinde; ''Harcırah'', bu Kanuna göre ödenmesi gereken yol masrafı, gündelik, aile masrafı ve yer değiştirme masrafından biri, birkaçı veya tamamı olarak, "Memuriyet mahalli" ise Memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde bulunan mahaller ile bu mahallerin dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların devamı niteliğinde bulunup belediye hizmetlerinin götürüldüğü, büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde ise il mülki sınırları içinde kalmak kaydıyla memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu ilçe belediye sınırları içinde kalan ve yerleşim özellikleri bakımından bütünlük arz eden yerler ile belediye sınırları dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu yerlerin devamı niteliğindeki mahaller ve kurumlarınca sağlanan taşıt araçları ile gidilip gelinebilen yerler olarak tanımlanmış, 10. maddesinin 1. fıkrasında ise; yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan ya da yabancı ülkelerdeki memuriyet merkezi değiştirilen memur ve hizmetlilere yeni görev yerlerine kadar yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masraflarının verileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının idarenin işlemi neticesinde görev yeri değişikliğine maruz kaldığı, bu sebeple atama işleminden kaynaklanan giderlerine karşılık davacıya sürekli görev yolluğu ödenmesi gerekirken, talebin reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan; dava konusu işlemin yolluk talebine ilişkin kısmı hukuka aykırı bulunduğundan, hesaplanacak sürekli görev yolluğunun hak ediş tarihinden (ödenmesi gereken tarihten) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği de açıktır.
Davacının istinaf başvurusunun banka promosyonu yönünden incelenmesinden;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 164. maddesinin son fıkrasında, "Üçüncü fıkra kapsamına giren personelin her türlü özlük haklarının ve tahakkuk işlemlerinin belli merkezlerden yapılabilmesi ve ödemelerin bankacılık sistemi aracılığı ile gerçekleştirilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmaya ve gerekli tedbirleri almaya Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanun kapsamında kamu görevlilerinin maaş ve özlük hakları, bankalar ile kamu görevlisinin çalıştığı kurum arasında yapılan sözleşme ve protokoller çerçevesinde bankalar aracılığıyla ödenmekte olup, söz konusu paraların ilgili bankada belli bir süre kalması nedeniyle bankalar bu paralardan gelir elde ettiğinden, bu gelirlerin karşılığında bankalar ilgili kurumlara promosyon adı altında ödemeler yapmaktadır.
20/07/2007 tarihli ve 26588 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Banka Promosyonları" konulu 2007/21 sayılı Başbakanlık Genelgesinin 1. maddesinde, kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinin Maliye Bakanlığı Muhasabat Genel Müdürlüğünün (6) sıra nolu Tebliğinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde bankalar vasıtasıyla ödenmesine devam edileceği; 3. maddesinde, bankalar ile yapılacak protokollerin süresinin iki yıldan az, beş yıldan çok olamayacağı; aynı Genelgenin 2010/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile değişik 4. maddesinde, banka tarafından verilecek promosyon miktarının tamamının personele dağıtılacağı; öte yandan aynı Genelgenin 2008/18 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile değişik 5. maddesinde, dağıtılacak promosyonlar, ilgili banka tarafından personel adına açılan hesaba aktarılmak suretiyle ödeneceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Banka promosyonunun niteliği itibarıyla fazla mesai ücreti, performans ödemesi gibi ödemelerden farklı olarak ilave bir çalışmanın, katkının, ek bir gayretin sonucunda yapılan bir ödeme mahiyetinde olmadığı, protokol kapsamında maaşını banka aracılığıyla alan her personele, ilave bir şart aranmaksızın ödendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının, şayet kamu görevinden çıkarılmamış olsaydı başka bir şartın gerçekleşmesine bağlı olmaksızın banka promosyonunu almaya hak kazanacağı açık olup, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararına istinaden görevine iade edilmesi üzerine göreve başlayan davacıya kamu görevinden çıkarıldığı dönemlere tekabül eden maaşlarının ödendiği dikkate alındığında, promosyona hak kazanma şartı olan aylıkların banka kanalıyla alınmasına dair şartın gerçekleştiği, davacının anılan talebinin yoksun kalınan mali ve özlük haklar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacının ihraçta geçirdiği dönemlere ilişkin banka promosyon tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde ve Mahkeme kararının anılan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, davacının görevden uzakta ve ihraçta geçirdiği döneme ilişkin banka promosyonunun tahakkuk tarihinden itibaren başka bir ifadeyle dava konusu işlem tesis edilmemiş olsaydı hangi tarihte ödenecek idiyse o tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine,
2-) Davacının istinaf başvurusunun,
görevden uzakta ve ihraçta geçen döneme ilişkin banka promosyonu,
dava konusu işlemin akademik teşvik ödeneği ödenmesi talebinin reddine ilişkin kısmı ve
sürekli görev yolluğu ile
ihraç dönemi ek ders ve pedagojik ek ders ücretleri ücretleri yönünden kabulüne, k
ararın anılan kısımlarının kaldırılmasına, kaldırılan kısımlar yönünden dava konusu işlemin iptaline, davacının görevden uzakta ve ihraçta geçirdiği döneme ilişkin banka promosyonunun, ihraç dönemi ek ders ve pedagojik ek ders ücretleri ile sürekli görev yolluğunun tahakkuk tarihinden itibaren, başka bir ifadeyle kamu görevinden ihraç edilmemiş olsaydı hangi tarihte ödenecek idiyse o tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine; davacının istinaf başvurusunun, doçentlik ücret farkı, akademik teşvik ödeneği ödenmesi (tazminat) istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısım, ÖSYM sınav ücretleri, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim sınav ücretleri, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sınav ücretleri, uzaklaştırma dönemine ilişkin pedagojik formasyon ek ders ücreti, uzaklaştırma ve ihraç dönemine ilişkin üniversite ve geliştirme ödeneği, uzaklaştırma dönemine ilişkin ek ders ücreti kısımları yönünden reddine,
3-) Dava sonuç olarak kısmen iptal, kısmen kabul, kısmen ret kararı ile sonuçlandığından davacı tarafından mahkeme ve istinaf aşamasında yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 552,80-TL yargılama giderinin haklılık (1/2) oranına göre takdiren 276,40-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, yine davalı idare tarafından istinaf aşamasında yapılan aşağıda dökümü gösterilen 112,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 56,00-TL'sinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan kısmın davalı idare üzerinde bırakılmasına, davalı idareden haçtan muaf olduğu için alınamayan 220,70-TL istinaf başvuru harcının takdiren 110,35-TL'lik kısmının davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydedilmesi için mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına, istinafa konu mahkeme kararında taraflar lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden ve hukuki varlığını devam ettirdiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, posta gideri avansından artan miktarın talep edilmemesi halinde yatıran tarafa re'sen iadesine, 27/02/2025 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Yazının sonuna geldiniz. Yazımızı beğendiğinizi umuyoruz.
Bu yazıyla ilgili veya başka herhangi bir hukuki sorunuzda tarafımızla iletişime geçmekten çekinmeyiniz. Mesajınızı bekliyoruz.
© 2017- 2025
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.


