Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, davalı Şirketin Etiyopya şantiyesi nezdinde 13.07.2015- 16.01.2018 arası, teknik ofis mühendisi olarak çalıştığını, aylık ücretinin 3.500,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davalıya ait işyerinde fazla çalışma yaptığını, tatil günlerinde de çalışmaya devam ettiğini, ancak bu çalışmaları karşılığı hak ettiği ücretlerinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin alacağı, saha içinde yolda geçen fazla çalışma alacağı, zorunlu izin alacağı, zorunlu izin uçak parası alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, vekili aracığıyla temsil edildiği yargılama aşamasında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğinin ispat külfeti üzerinde olan davalı işverenin haklı fesih olgusunu ispat edemediği, davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatlarının kanuna uygun olarak hesaplanarak hüküm altına alındığı, davacının ispat olunan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bilirkişi raporu ile hesaplandığı ve alacaklardan indirim uygulanarak hüküm altına alındığı, davacı ücretlerinin ödendiği davalı tarafından ispat edilemediğinden bu husustaki alacak talebinin de kabulüne karar verildiği, iş sahası içinde yolda geçen süreler de çalışma süresinden sayıldığından bu yöndeki talebin reddedildiği, davacı dilekçesinde ödenmeyen ücret olmadığını belirttiğinden, izinli olunan dönemde Mayıs 2016 için yatırılan ücretin 18 günlük olduğu, Haziran 2016 için yatırılan ücretin 28 günlük olduğunun kabulü ile eksik ödenen ücretin hesabı yapıldığı, yurt dışı iş sözleşmesine göre davalı işverence karşılanması gerektiği anlaşılan ulaşım bedelinin davacı talebi gibi 623,00 USD olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, zira çalışma alanında ve çalışma saatinde kavgaya karıştığını, alt işveren Şirketin sahibini bıçakla yaraladığını, bu hususun bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde de sunulmuş olan doktor raporu ve işyerinin güvenlik personelince tutulmuş tutanak ile sabit olduğunu, müvekkili Şirket ile arasında dava bulunan tanık beyanlarının esas alınarak hüküm tesis edildiğini, ücret bordrolarının ihtirazı kayıtsız imzalanmış olduğunu, beyanı hükme esas alınan tanık C.G'nin başka bir dava dosyasında \"davacı ve diğer çalışan arkadaşlardan duyduğum kadarıyla\" ifadesi ile beyanda bulunduğunu, dolayısıyla görgüye dayalı bilgisinin olmadığını, davacının hak ettiği her türlü işçilik alacaklarının ödendiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı her ne kadar iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini savunmuş ise de bu konuda dosyaya herhangi bir bilgi, belge, delil, işyeri kaydı sunulmadığı gibi tanık da dinletilmeyerek ispat külfetinin yerine getirilmediği, uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğu, davalı cevap dilekçesinde keza istinaf dilekçesinde yabancı hukukun uygulanması gerektiğini savunmadığı, hukuk seçiminin bu şekilde taraflarca açık ya da zımni şekilde yapılabileceği, Türk hukukunun uygulanması konusunda tarafların zımni anlaşma yaptığının kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin Türk hukukuna göre verdiği kararın bu yönüyle yerinde olduğu, hizmet süresinin ihtilafsız olduğu, davacının yaptığı işin mahiyeti, kıdemi, tanık beyanları, banka cevabı içeriği ve ücret bordroları nazara alındığında ücret konusundaki kabulün yerinde olduğu, dinlenen tanıkların beyanları, yapılan işin mahiyeti gereği davacının fazla çalışma yaptığının sabit olduğu, davalının ödeme olgusuna hususundaki ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, sonuç olarak davacının fazla çalışma yaptığı, genel tatil ve hafta tatillerinde çalıştığı, bu çalışmalarına karşılık gelen ücretin ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş ve ayrıca yurt dışı iş sözleşmesiyle davacı ücretinin her nevi çalışmasını kapsar şekilde ve asgari ücretin çok üzerinde olacak biçimde belirlendiğini, tarafların yazılı ortak iradeleri göz ardı edilerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret hesaplanmasının hatalı olduğunu, bir çalışanın hafta tatili yapmaksızın, ulusal bayram ve genel tatil günleri dâhil olacak şekilde fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek ve inceleme sırasında resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 25, 32, 41, 44, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yazının sonuna geldiniz. Yazımızı beğendiğinizi umuyoruz.
Bu yazıyla ilgili veya başka herhangi bir hukuki sorunuzda tarafımızla iletişime geçmekten çekinmeyiniz. Mesajınızı bekliyoruz.
© 2017- 2025
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.


