EMSAL KARARLAR

MİRAS HUKUKU AVUKATINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

TEREKENİN TESPİTİ DAVASI - KORUMA ÖNLEMİ OLARAK TEREKENİN TESPİTİ- TEREKE PAYLAŞILMADIĞI SÜRECE HER ZAMAN KORUMA TEDBİRİ TALEP EDİLEBİLECEĞİ - TEREKENİN RESMİ DEFTERİN TUTULMASINDAN FARKI 

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/04/1998 gününde verilen dilekçe ile terekenin defterinin tutulması ve korunması için gerekli önlemlerin alınması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/06/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım mirasçılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, TMK 589. vd. maddeleri gereğince terekenin defterinin tutulması ve korunması için gereken önlemlerin alınmasına ilişkindir.

Davacı vekili, 15.04.1996’da ölen ...’nın İstanbul 6. Noterliğinin 28.02.1979 tarihli ve 11964 yevmiye numaralı vasiyetnamesiyle tek mirasçı olarak... Sanat Vakfı’nı mirasçı bıraktığını, murise ait terekenin tespitiyle defterinin tutulmasını, murise ait gayrimenkulün içerisinde bulunan korumasız malların ve vakıf demirbaşlarının korunması amacıyla da gayrimenkule bekçi konulması gibi önlemlerin alınmasını talep etmiştir.

Mahkemece, murise ait tereke eşyalarının ...Sanat Vakfı adına temsilcisi olan vakıf müdürüne teslim edilmiş olduğundan ve böylece dosyada yapılacak iş kalmadığından terekeden el çekilmesine, ...Sanat Vakfı’nın muris ...’nın yegane mirasçısı olduğunun tespit ve tayinine, muris adına kayıtlı gayrimenkulün ...Sanat Vakfı adına tescili için vakıf yetkilisine yetki verilmesine, bu hususta Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

Hükmü, bir kısım mirasçılar vekili temyiz etmiştir.

Talep, Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "Resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "Koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "Onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 590/3. maddesindeki bir aylık süre, mirasçılar veya diğer ilgililer bakımından "Hak düşürücü" bir süre olmayıp, aynı maddenin son fıkrasında yer alan "Defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır" hükmü de dikkate alındığında, hakime yönelik bir ay içinde kendisine yapılacak başvuruları kabul etme zorunluğunu getiren bir düzenlemedir. Yasanın 590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir. Mahkemece; resmi kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya mirasbırakana borcu olan mirasçıların mirasbırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33'ncü maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekir.

Somut olayda, mahkemece terekenin tespiti ve korunmasıyla ilgili tedbirlerin almakla yetinilmesi gerekirken atanmış mirasçılığın tespitine ve terekedeki gayrimenkulün intikalini sağlayan hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 2. ve 3. bentlerinin çıkartılması suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 29.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.