T.C. Yargıtay 11.CEZA DAİRESİ Esas:2022-10256 Karar:2023-397 Karar Tarihi:06.02.2023
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/749 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3000,00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/172 Esas, 2016/749 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/1960 Esas, 2020/6992 Karar sayılı kararı ile uzlaşma işlemlerinin yapılması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.05.2021 tarihli ve 2020/684 Esas, 2021/346 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; katılan şirketin defterleri bizzat gelip teslim almadığına ve sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, muhasebe kayıtlarını tuttuğu katılan şirketlerle ücret konusunda anlaşmazlık yaşaması üzerine muhasebecilik sözleşmesinin feshedilmesine rağmen katılan şirketlere ait ticari defter ve belgeleri iade etmediği anlaşılmaktadır.
2. Sanık savunmasında katılan şirketlerin muhasebe borcunu ödememeleri nedeniyle 2014 yılı ocak ayında sözleşmesini feshettiğini, bu tarihten itibaren katılan şirketlerin ticari defter ve belgeleri almak için herhangi bir başvuru veya talepleri olmadığını, bizzat böyle bir talepte bulunmaları halinde ticari defter ve belgeleri teslim etmeye hazır olduğunu beyan etmiştir.
3. Mahkemece sanığa katılan şirketlere ait ticari defter ve belgeleri teslim etmesi için süre verilmesine rağmen sanık defter ve belgeleri teslim etmemiştir.
4. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
5. Mahkemece sanık savunması, katılan şirket vekili beyanları ve tüm dosya kapsamındaki delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda sanığın alacağına karşılık olarak katılan şirketlere ait ticari defter ve belgeleri iade etmemek şeklinde gerçekleşen eyleminin sanık ile katılan şirketler arasında hizmet ilişkinin sona ermesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 155 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilerek temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
... Muhasebeci Mali Müşavir Ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 27 nci maddesinde \"Meslek mensupları kendilerine tevdi edilen defter ve belgeleri işlerinin gerektirdiği süre içinde iyi niyetle muhafaza etmek ve işin bitiminde iade etmek zorundadırlar. Şu kadar ki, defter ve belgelerin geri alınması, sahibine yazı ile bildirilmiş olduğu hallerde saklama mükellefiyeti bildirme tarihinden itibaren bir ay içinde sona erer. İşin bitiminden itibaren bir ay içinde sahipleri tarafından alınmayan defter ve belgeler bir yazı ile ilgililerin bağlı olduğu vergi dairesine teslim edilir.\" hükmüne yer verilmiştir.
Sanığın muhasebecilik sözleşmesi feshedildikten sonra yasal süresi içerisinde sahibi tarafından geri alınmayan defter ve belgeleri katılan şirketlerin bağlı bulunduğu vergi dairesine teslim etmesi gerektiği, ücret alacağı olmasının sanığa defter ve belgeleri hapis hakkı vermeyeceği, suça konu defter ve belgelerin sanığa muhasebecilik sözleşmesi kapsamında tevdi edilen defter ve belgeler olması nedeniyle sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun'un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen \"hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma\" suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek \"güveni kötüye kullanma\" suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.05.2021 tarihli ve 2020/684 Esas, 2021/346 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Temyiz edenin sıfatı gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının DİKKATE ALINMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.02.2023 tarihinde karar verildi.
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.