EMSAL KARARLAR

 

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - DAVACI TARAFINDAN DAVALIYA YAPILAN HAVALE İŞLEMİNDE HERHANGİ BİR AÇIKLAMAYA YER VERİLMEDİĞİ BU HUSUSTA DOSYA İÇİNDE BAŞKACA YAZILI DELİL BULUNMADIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLDİĞİ - HÜKMÜN ONANMASI

T.C. Yargıtay 11.HUKUK DAİRESİ Esas:2022-3014 Karar:2023-2368 Karar Tarihi:24.04.2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı... Lokumculuk Gıda İnş. Loj. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.nin sahibi olduğunu, şirketinde mesul müdür olarak çalışan davalıya firmanın borçlarını ödemesi ve mal alması amacı ile 15.05.2013 tarihinde 46.000,00 TL ve 29.05.2013 tarihinde 180.000,00 TL'yi banka havalesi ile gönderdiğini, davalının bu para ile herhangi bir mal almadığı gibi firmanın borçlarını ödemediğini ve paraları kendi zimmetine geçirdiğini ileri sürerek bu paranın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilin ne davacıya, ne de davacının müdürü olduğu şirkete borcu olmadığını, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, havalenin borç ödeme vasıtası olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkemece Verilen Karar

Mahkemenin 04.07.2019 tarih, 2018/399 E. ve 2019/261 K. sayılı kararı ile Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) gelen cevabı yazılara göre davacının iş veren, davalının ise davacıya ait şirkette işçi olduğu, her ne kadar gönderilen paralar davacının şahsi hesabından gönderilmiş ise de söz konusu paraların şirketin işi için gönderildiği ve gönderilen paraların şirket çalışanlarının maaş ödemeleri amacıyla davalı çalışanına gönderildiği, bu durumda taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olduğu aralarında hizmet sözleşmesinin mevcut olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca işveren ve işçi arasındaki ihtilaflara iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, dava tarihi itibari ile Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerinin iş davalarına bakma yetkisinin kaldırılmış olduğu, bu nedenle Mahkemenin  görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, Bakırköy İş Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı

Dairemizin 28.01.2021 tarih, 2020/1507 E. ve 2021/592 K. sayılı kararı ile dosyadaki SGK kayıtlarına göre davacı ile davalı arasında işveren-işçi ilişkisinin olmadığı, yine dosyada taraflar arasında hizmet ilişkisinin varlığını gösteren bir belge yer almadığı gibi, davanın taraflarının da bu yönde bir iddiasının da olmadığı, davalının davacının ortağı olduğu şirkette çalışmış olması ve davacının şahsi banka hesabından davalıya gönderilen paraların davacı tarafça şirket işi için gönderildiğinin iddia edilmesinin de taraflara işveren-işçi sıfatı kazandırmayacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının 19.09.2012-12.03.2013 ve 24.04.2013-12.11.2013 tarihleri arasında davacının sahibi olduğu... Lokumculuk Gıda İnş.Loj.San. ve Dış Ticaret Ltd. Şti.nin çalışanı ve sigortalısı olduğu, söz konusu paranın davalının çalıştığı dönemde davacının şahsi hesabından davalının şahsi hesabına gönderildiği, davacının davalıya 15.05.2013 tarihinde 46.000,00 TL ve 29.05.2013 tarihinde 180.000,00 TL olmak üzere toplamda 226.000,00 TL banka havalesi yapmış olduğu, havale dekontlarında paranın ne için gönderildiğine ilişkin açıklama olmadığı, davacının banka havalesinin yapılmasının sebebinin davacının şirketinde mesul müdür olarak çalışan davalıya firmanın borçlarını ödemesi için gönderildiğinin iddia edildiği, dava konusunun miktarı bakımından davacının iddiasını kesin deliller ile kanıtlaması gerektiği, davacının açıkça yemin deliline dayanmadığı, yerleşik Yargıtay kararlarına göre havalenin borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup havale belgesinde paranın hangi amaçlı gönderildiğinin belirtilmesi gerektiği. aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin karine olarak kabul edildiği, borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacının ispat etmesi gerektiği, davacının takip ve dava konusu yaptığı ödeme belgesinin ve banka kayıtlarının tetkikinde 15.05.2013 ve 29.05.2013 tarihlerinde davacı tarafından davalıya yapılan havale işleminde herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, bu hususta dosya içinde başkaca yazılı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının dava konusu olan yüksek bir meblağ ile ilgili olarak sadece davacıya borcunun olmadığını savunduğunu, bu paranın neden kendisine gönderildiğini ve bu parayla ne yapıldığına ilişkin hiçbir açıklama yapmadığını, davalının müvekkilinin şirketinin çalışanı olmakla çalıştığı şirketin patronu ile bu miktardaki bir para alışverişinde olmasının şirketin işleri nedeniyle olduğunu, başka bir amacın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının sadece borcum yoktur demesinin uhdesinde tuttuğu paranın borçlusu olduğunu göstermeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacının sahibi olduğu şirket işleri için kullanılmak üzere davalıya verildiği ileri sürülen paranın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

24.04.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.