T.C. Yargıtay 8.CEZA DAİRESİ Esas:2022-5926 Karar:2023-4483 Karar Tarihi:12.06.2023
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2020 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında, iftira suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2.Turgutlu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.10.2020 tarihli kararıyla sanık hakkında iftira suçundan beraat kararı verilmiştir.
3.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin 21.04.2022 tarihli kararıyla, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararı kaldırılarak sanık hakkında iftira suçundan hapisten çevrili 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; sanığın üzerine atılı suçu işleme kastı olmadığına, Anayasal şikayet hakkını kullandığına, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın delil yetersizliğinden dolayı verildiğine bu nedenle beraat etmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Dava konusu olay, katılan ile arasında husumet bulunan sanığın, 25.05.2017 ve 14.06.2017 tarihlerinde BİMER üzerinden gönderdiği başvuru dilekçelerinde, katılanın terör örgütleri ile bağlantısı olduğunu, hakkında araştırma yapılması gerektiğini, katılanın gönderdiğini beyan ettiği terör örgütü üyesi iki kişinin yolunu keserek kendisinden para istediğini, eğer bağlantısı varsa gerekli işlemlerin yapılmasını istediğini beyan ederek katılan hakkında soruşturma yapılmasına neden olduğu, yapılan soruşturma neticesinde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinden iftira suçunun oluştuğu iddiasına ilişkindir.
2.İlk Derece Mahkemesince, sanığın eyleminin Anayasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı değerlendirilerek, atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, sanık ile katılan arasında önceye dayalı olan husumet, katılan hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve BİMER başvuruları dikkate alındığında, sanığın işlemediğini bildiği halde, katılan hakkında soruşturma ya da kovuşturma başlatılmasını sağlamak amacıyla müracaatta bulunduğu bu nedenle üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle iftira suçundan mahkumiyetine karar vermiştir.
IV. GEREKÇE
1.Sanığın, iki farklı tarihte BİMER üzerinden katılan hakkında şikayette bulunduğu dikkate alındığında, sanık hakkında verilen cezada 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2.İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir.
Bu itibarla; aralarında daha önceye dayalı husumet olduğunu ifade eden sanığın, katılan tarafından gönderildiğini iddia ettiği terör örgütü üyesi iki şahıs tarafından yolu kesilerek kendisinden para istendiğini, katılanın daha önceden Amerika'ya gittiğinden FETÖ ya da PKK silahlı terör örgütleri ile bağlantısının bulunabileceğini, katılan hakkında gerekli araştırmanın yapılması gerektiğini beyanla BİMER üzerinden iki farklı tarihte şikayet dilekçesi verdiği, katılan hakkında bu başvurulara istinaden silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yapılan soruşturma kapsamında toplanan delillerde katılanın silahlı terör örgütü ile bağlantısının bulunduğuna dair hiçbir delilin bulunmadığının tespit edildiği bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği böylece, sanığın, katılan hakkında hukuka aykırı fiil isnat ederek soruşturma başlatılmasına sebep olduğu ve iddialarının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmakla; sanığa yüklenen eylemin iftira suçunu oluşturduğuna yönelik verilen bölge adliye mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamış ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin, 21.04.2022 tarihli kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Turgutlu 4. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.