EMSAL KARARLAR

HAKARET SUÇU - ALENİYET ÖGESİNİN NE ŞEKİLDE OLUŞTUĞU TARTIŞILIP AÇIKLANMADAN EKSİK İNCELEME VE YETERSİZ GEREKÇEYLE VERİLEN CEZANIN ARTIRILMASININ İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2021-21037 Karar:2024-1084 Karar Tarihi:25.01.2024

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun'un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, ve sanık hakkında hakaret suçundan zamanaşımı süresi içinde karar verilebileceği belirlenerek gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 43 üncü, 62 nci ve 51 inci maddeleri uyarınca erteli 3 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, tehdit suçundan ise 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve re'sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına ilişkindir.

Katılan vekilinin temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve re'sen tespit edilecek sebeplerle hükümlerin bozulmasına yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR

Sanığın, metal iş sendikası başkanı olan katılan hakkında ... isimli sosyal paylaşım sitesinde hakaret içeren yazılar yazdığı ve tehdit ettiği iddiası ile açılan davada, sanığın hakaret suçunu işlediği, tehdit suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı Mahkemece kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE

1.Sanık Hakkında Tehdit Suçundan Verilen Beraat Hükmünün Temyizi Yönünden;

Sanık tarafından söylenen sözlerin tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ''katılana baba olduğunu hatırlatmak amacıyla söylendiği'' şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Sanık Hakkında Hakaret Suçundan Verilen Mahkumiyet Hükmünün Temyizi Yönünden

Katılan beyanı, tutanak içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın hakaret suçunu işlediğine dair Mahkemenin kabulü yerinde bulunmuştur.

Ancak;

1.5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin oluşabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, aleniyet ögesinin ne şekilde oluştuğu tartışılıp açıklanmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle verilen cezanın anılan Kanun maddesi gereğince artırılması,

2. Hakaret suçunun aleni olarak işlenmediğinin kabul edilmesi halinde, 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla \"basit yargılama usulü\" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

3. Kabule göre de;

a. 5237 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tayin edilen temel cezada, aynı Kanun'un 61 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı olacak şekilde 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin, aynı Kanun'un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasından önce uygulanması sonucunda eksik ceza tayin edilmesi,

b. 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 72 nci maddesiyle, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yapılan değişikliğin suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmaması, suçtan doğan maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi nedeniyle, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendinde açıklanan \"kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları\" irdelenip sanıkların yeniden suç işleyip işlemeyeceği yönünde nasıl bir kanaate varıldığı açıklanmadan “öncesinde açıklanması geri bırakılan hükmün bulunması ve denetim süresinde suç işlemesi” biçimindeki yerinde olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

Nedenleriyle kararda hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.01.2024 tarihinde karar verildi.