EMSAL KARARLAR

ÖNALIM DAVASINDA FİİLİ TAKSİM İTİRAZI

T.C. Yargıtay 7.HUKUK DAİRESİ Esas:2024-38 Karar:2024-275 Karar Tarihi:17.01.2024

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; fiili taksim savunmasında bulunarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ve 2018/356 Esas, 2021/85 Karar sayılı kararıyla; fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

 B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2021 tarihli ve 2021/875 Esas, 2021/1251 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarih ve 2021/7611 Esas, 2022/7775 Karar sayılı ilâmında; \"somut olayda, davalıya pay satanların kullanımı tespit edilememiş olup davacının kullanımı dışında kalan alanların bu kişilere bırakıldığı kabulü üzerine fiili taksimin varlığının kabul edildiğini, halbuki dinlenen tanıkların beyanlarına göre dava konusu taşınmazın davacının kullandığı alan dışındaki kısmının yerel halk tarafından piknik yapmak maksatlı kullanıldığının belirtildiği, bilirkişinin ise yalnızca davacının kullanım sınırı olduğunu, diğer hissedarların herhangi bir kullanım sınırı olmadığını rapor ettiği; fiili taksim ilkelerine göre, dava konusu taşınmazda yalnızca davacının kullandığı yerin belli olması yeterli olmayıp, davalıya pay satanların da kullandıkları yerin belli olması gerektiği ve bu durumda fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceği, o hâlde, davacı tarafın ön alım talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı\" gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak fiili taksim bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporları göz önüne alındığında, dava konusu taşınmazın hissedarları arasında fiili taksim (eylemli paylaşım) olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ön alımdan kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 732, 733 ve 734 üncü maddeleri.

3. Ön alım davasına konu olan payın bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilerek her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle ön alım hakkını kullanması TMK'nın 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 tarih ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemecede kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi hâlde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı hâlinde davanın reddi gerekir.

4. Ön alım davalarında fiili taksime değer verilmesi için, taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması hâlinde tüm paydaşlar tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeniyle ön alım hakkını kullanması TMK'nın 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kabul edilmektedir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

 

KARŞI OY

Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2021/7611 Esas, 2022/7775 Karar sayılı bozma ilamında yer alan karşı oyumdaki gerekçelerle, davanın reddine karar verilmesi görüşünde olduğumdan, davanın kabulüne ilişkin kararını onayan sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.