SOYBAĞININ REDDİ DAVASI - MURİS KOCANIN SOYBAĞININ REDDİ HAKKININ DÜŞMÜŞ OLMASI NEDENİYLE MİRASÇISI DAVACININ ÖNE SÜRÜLEN NEDENLERLE SOYBAĞININ REDDİ DAVASI AÇMA HAKKI BULUNMADIĞI
T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2023-8883 Karar:2024-4 Karar Tarihi:09.01.2024
Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı ...'ın yurt dışında yaşadığını, davalı anne Hacer'in kimlik bilgilerine ulaşamadıklarını, davacının oğlu ... ile davalının 2003 yılında Kadıköy 3. Aile Mahkemesi 2003/483 Esas, 2003/154 Karar sayılı kararı A.B.D. Ülkesi New York Eyaleti tarafından verilen boşanma kararının tenfizi ile evliliklerinin son bulduğunu, evliliklerinin devam ettiği süreçte 05.03.1999 tarihinde davalı ...'ın dünyaya geldiğini, davalı ... ile merhum ...'ın evlilikleri devam ederken çocuk sahibi olmak adına ABD ülkesinde tüp bebek tedavisine başladıklarını, muristen alının spermlerle çocuk sahibi olduklarını, merhum ...'ın kendi spermi ile dünyaya geldiğini düşündüğünü, davalı ...’ı kendi evladı olarak bildiğini, vefat tarihine kadar aksini öğrenme fırsatı olmadığını, müvekkilinin de oğlu Cihan'ın 12.02.2021 tarihinde vefatından öncesine kadar davalı ...'yi kendi torunu olarak bildiğini, ancak daha sonra torununun babasının merhum oğlu olmadığını ve başkasının çocuğu olduğu yönünde dedikodular duyduğunu iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının oğlu Cihan ile müvekkili Hacer'in evlilikleri devam ederken tarafların tüp bebek yöntemiyle ve sperm bankasından yapılan aşılama yöntemi sonucunda bebek sahibi olduklarını, ...'ın bu durumu bildiğini, davacı ...'nin ise 2011 yılında öğrendiğini, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ile davacının oğlu müteveffa ...'ın evliliklerinden olan ...'ın müteveffa ...'tan olmadığının davalının da kabulünde olduğu, ancak davalının çocuğu sperm bankası yoluyla ve eşinin rızasıyla gebe kalarak doğurduğunu, bunun müteveffa ...'ın da bilgisi dahilinde olduğunu beyan ettiği, daha önce taraflar arasında görülen velâyetin değiştirilmesine ilişkin Kadıköy 4. Aile Mahkemesinin 2011/523 Esas, 2011/575 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan davada ...'nin her ne kadar tarafların evlilik birliği içinde doğmuş ise de davalının biyolojik baba olmadığı, ...'nin tarafların ortak kararı ile sperm bankası ve tüp bebek yöntemiyle dünyaya geldiğini, bu sebeple velâyetini talep ettiğini belirterek dava açtığı, davaya cevap veren davalı ... vekilinin de \"müvekkilinin dava dilekçesinde ileri sürülen hususlara itirazı olmadığını\" belirttiği, bu haliyle taraflar arasında 2011 yılında görülen velâyet davası esnasında müteveffa ...'ın çocuğun kendisinden olmadığını bildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 289 uncu maddesi gereğince babanın soybağının reddini bir yıllık hak düşürücü süre içinde açması gerektiği, aynı Kanun'un 291 inci maddesi gereğince müteveffa ...'ın bu süreyi hayattayken geçirdiği, bu nedenle ilgililerin bu davayı açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, DNA testi yapılmadan öğrenmenin gerçekleşmeyeceğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kocanın altsoyu ya da anası veya babasının soybağının reddi davası açabilmesinin ancak kocanın bu hakkını kullanamaması durumunda olanaklı olduğu, kocanın kanunda ön görülen sürede dava edebilecek durumda olmasına rağmen dava açmamış olması halinde ise onun altsoyu ya da anası veya babasının soybağının reddi davası açabilmesinin mümkün olmadığı, dosyadaki bilgi ve belgeler, özellikle davalılar tarafından öne sürülen iddialara ilişkin usulüne uygun tasdik ve tercüme edilmiş muris kocaya ve davalı çocuğun doğumuna ilişkin tıbbi kayıt ve belgeler ile velâyetin değiştirilmesi davası dosyasına sunulan dilekçelerde öne sürülen maddî olgu ve olaylara göre, muris kocanın davalı çocuğun babası olmadığını bildiği halde kanunda öngörülen sürede ve ölümü öncesinde bu hakkını kullanarak dava açmadığı, davacı koca yönünden hak düşürücü süreye yönelik öğrenme olgusunun şüphenin ötesinde DNA incelemesi gibi bilimsel yöntemlerle tespit edilmemesi nedeniyle henüz geçmemiş olduğu öne sürülmüş ise de, olayın özelliklerine göre bu iddianın dinlenilme olanağı da bulunmadığı, muris kocanın soybağının reddi hakkının düşmüş olması nedeniyle mirasçısı davacının öne sürülen nedenlerle soybağının reddi davası açma hakkı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, baba ...'ın çocuğun kendisinden olmadığını bilip bilemeyeceği, davacının dava açma hakkının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci, maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.