EMSAL KARARLAR

ÇOCUĞUN YURTDIŞINA ÇIKIŞI İÇİN MAHKEMEDEN İZİN ALINMASI DAVASIYLA İLİŞKİLİ OLARAK AVUKATA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2024-3491 Karar:2024-5336 Karar Tarihi:04.07.2024

Taraflar arasındaki velâyet hakkı sahibi anneye ortak çocuğun yurtdışına çıkış izni verilmesi ve babanın muvafakatinin aranmaması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı baba (asıl) tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba (asıl) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı anne vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin depremzede bir vatandaş olup Şubat 2023 depreminden sonra Adıyaman'da bulunan evinin acil yıktırılacak evler arasında değerlendirildiğini, müvekkilinin bu nedenle Lüleburgaz'a yerleşip adresini oraya aldırdığını, tarafların evlilik dışı birlikteliklerinden 2020 yılında doğan ... isimli çocuklarının olduğunu, davalının çocuğu tanıyarak aralarında soy bağı ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin daha sonra Adem isimli bir kişiyle evlendiğini, bu evliliğinden bir çocuk sahibi olduğunu, müvekkilinin eşi Adem'in son 1,5 yıldır Romanya'da kalıcı olarak ikamet ettiğini ve iş yaptığını, müvekkilinin çocuklarıyla birlikte eşinin yanına Romanya'ya gitmek istediğini, Romanya ülkesinin bunun için diğer ebeveyn tarafından imzalanan muvafakatname talep ettiğini, ancak davalının mazeretsiz olarak ve çocuğun menfaatine aykırı olarak muvafakat vermediğini belirterek müvekkilinin çocuk ile yurt dışına çıkabilmesi için davalının izninin aranmaması ve çocuğun yurt dışına çıkışı konusunda velâyet hakkını kullanan müvekkilinin tam yetkili olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı baba cevap dilekçesinde özetle; soy bağının reddi davasının halen devam ettiğini, davacının Sulh Hukuk Mahkemesinde çocuğa kayyım atanmasını sebepsiz yere engellemeye çalıştığını, nesebin reddi davasında kendisinin çocuğun babası olmadığını ispatladığında bu davanın konusuz kalacağını belirterek Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan kayyımlık davasının ve Aile Mahkemesinde açılan nesebin reddi davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, anne ve çocuğun yurt dışına çıkışında vize işlemleri sırasında bazı ülkelerce babanın muvafakatinin aranması nedeniyle, velâyeti annede olan küçük çocuğun yurt dışına çıkışının babanın rızasına bağlı kılınması ve babanın muvafakat vermemesi, annenin ve çocuğun seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve annenin velâyet hakkını kullanamaması neticesini doğuracağı, dolayısıyla annenin bu yönde hakimin müdahalesini isteyerek talepte bulunmasında hukuki yararının bulunduğunu, davalı babanın bu isteğe karşı çıkmasında da haklı bir neden göstermediği gibi, eldeki davada çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararının da gözetilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile, velâyeti anneye ait bulunan ortak çocuk ...'ın yurt dışına çıkışında davalı babanın muvafakatinin aranmaması ile velâyet hakkı sahibi annenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 335 inci ve devamı maddeleri bağlamında bu yetkiye haiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı (baba) istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı baba istinaf dilekçesinde özetle; nesebin reddi davası açtığını, bu dava sonuçlandığından eldeki davanın konusuz kalacağını, belirtilen dosyanın davacının yurt dışına çıkması halinde sürüncemede kalacağını ve DNA testi yapılamayacağını belirterek davanın kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın velâyetin düzenlenmesi davası olmayıp velâyet haklarının yurt dışında kullanılması amacıyla açıldığı da dikkate alındığında davanın kabulüne dair verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı baba temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı (baba) temyiz dilekçesinde özetle; nesebin reddi davasının bekletici mesele yapılmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; velâyet hakkı sahibi anneye ortak çocuğun yurtdışına çıkış izni verilmesi ve babanın muvafakatinin aranmaması davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 182 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.