T.C. Yargıtay 9.CEZA DAİRESİ Esas:2021-4602 Karar:2023-5757 Karar Tarihi:02.10.2023
Mahkemece yokluğunda verilen ve usulüne uygun tebliğ edilmeyen kararı temyiz eden katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2014 tarihli, 2011/131 Esas, 2015/274 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.02.2018 tarihli ve 14-2015/38240 sayılı, katılan mağdure ve annesinin kollukta alınan beyanlarında rapor aldırılmasını istemediklerini beyan etmelerine, Cumhuriyet savcısı da bu yönde talimat vermesine rağmen katılan mağdurenin doktora sevki ile iç ve dış beden muayenesine ilişkin alınan raporun kanuna aykırı delil durumunda olduğu anlaşılmış ise de bu hususun sonuç kararın mahiyeti gereği bozma sebebi yapılmadığı bildirilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sebep bildirmeksizin suça sürüklenen çocuğun atılı suçları işlediğinin sabit olması nedeniyle hakkında verilen beraat kararının bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk ile katılan mağdure arasında duygusal ilişki bulunduğu, suça sürüklenen çocuğun film izlemek için ikametine çağırdığı katılan mağdurenin suça sürüklenen çocuğun evine gittiği, evde başka kimsenin bulunmadığı, suça sürüklenen çocuğun kapıyı kilitleyerek katılan mağdureye cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediği, katılan mağdurenin kabul etmemesi üzerine zorla giysilerini soyarak kendisi de soyunup katılan mağdurenin vücuduna sürtünerek boşaldığı iddiasıyla cezalandırılması için kamu davası açıldığı, suça sürüklenen çocuğun atılı suçlamaları reddederek katılan mağdureden ayrılmak istemesi nedeniyle aralarında husumet bulunduğunu savunduğu, katılan mağdurenin olay tarihinden bir gün sonra annesine anlatımı ile intikalin gerçekleştiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde katılan mağdurenin yaş ve fizik durumu, gittiği yerin bir apartman olduğu, etrafta başka komşularında bulunduğu ve bağırdığında duyulabileceği, doktor raporunda vücudunda zor kullanıldığına ilişkin iz bulunmadığının tespit edildiği dikkate alınarak beyanlarına itibar edilmemiş, suça sürüklenen çocuğun katılan mağdureye zorla veya tehdit ile cinsel istismarda bulunduğuna dair cezalandırılmasına yeterli kesin ve şüpheden uzak hiçbir delil elde edilemediğinden atılı çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Dosya kapsamından katılan mağdureye yaş küçüklüğü sebebiyle atanan vekilin görevlendirme yazısının bulunmadığı ve mahkemece davaya katılımına karar verilmediği anlaşılmışsa da bu hususlarda bir itiraz olmadığından eksiklik olarak kabul edilmemiş, her ne kadar katılan mağdure ve annesi soruşturma aşamasında vajinal muayeneyi kabul etmediklerini beyan etmiş, Cumhuriyet savcısı da bu yönde talimat vermiş ise de, katılan mağdurenin 05.02.2010 tarihli genel adli muayene raporunda özellikle kızlık zarı muayenesi talep etmesi nedeniyle Tebliğnamede bu hususta belirtilen görüşe iştirak edilmemiştir.
2.Çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma olan suç isimlerinin karar başlığında on beş yaşını dolduran mağdura karşı ruh sağlığını bozacak şekilde zorla cinsel istismar, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma olarak yazılması, yine katılan mağdurenin sadece katılan olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hatalar olarak kabul edilmiştir.
3. Katılan mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma, tanık ifadeleri, raporlar ve mahkemenin gerekçesine göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan beraat hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2014 tarihli, 2011/131 Esas, 2015/274 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.10.2023 tarihinde karar verildi.
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.