EMSAL KARARLAR

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AVUKATINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

AİLE KONUTU OLMASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI 

2. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2023/3136

Karar : 2024/2301

Karar Tarihi :02.04.2024

 

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2250 E., 2022/1909 K.

DAVALILAR : 1-... 2-... ( ... tarihinde öldü)

MİRASÇILARI : ... vd. vekilleri Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2014/103 E., 2019/622 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.


Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:,
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde: davacı ile davalılardan ...'in evli olduğunu, tapuda davalı eş ... adına kayıtlı olan ..., 1 parseldeki arsa üzerindeki konutta halen tarafların oturduğunu, bu konutun tarafların aile konutu olduğunu, taşınmazın bir takım haksız işlemler sonucu diğer davalı ...'a tapuda bedelsiz olarak devredildiğini, tüm bu işlemlerden müvekkilinin haberi olmadığını, bu konutun alımında tarafların ortak kazançlarının olduğunu, müvekkilinin temizlik işlerinde çalıştığını, taşınmazın devrinde müvekkilinin hiçbir şekilde haberdar edilmediğini belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapunun eski hale iadesine, taşınmazın davalı ... adına tesciline, tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan davayı kabul ettiğini, dava konusu aile konutlarının olup bu sebeple edindikleri müşterek konut olarak kullandıkları taşınmazlarının olduğunu, fakat davacıdan gizli olarak ve sözde 2 yıl süreli olacak şekilde kandırılarak bu konutun tapusunu diğer davalı ...'a bedelsiz ve sadece sözde teminat olarak devrettiğini, dolandırıldığını anladıktan sonra diğer davalıdan ısrarla durumu düzeltilmesini istediğini fakat diğer davalının bu durumu kabul etmediğini belirterek davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; davalı ...'un ortak iş yaptığı ... isimli şahsın ... Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.ne borcuna istinaden kendisinin de ... şirketinin çalışanı olması münasebeti ile taşınmazın davalı ... tarafından kendisine devredildiğini, davacının bu borçtan haberdar olduğunu, borcu ödememek için kötü niyetli olarak bu davayı açtıklarını belirterek davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddini talep etmiştir. Yargılama sırasında davalı ...'ın 03.09.2016 tarihinde vefatı üzerine davalı vekili tarafından vefat eden davalının mirasçılarına ait vekâletname sunulmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ... ile davalı ...'un evli oldukları; dosyaya sunulan deliller, tarafların beyanları ve kolluk marifeti ile yapılan araştırmaya göre davaya konu taşınmazın davacı ... ile davalı ...'un birlikte ikamet ettikleri aile konutu olduğunun belirlendiği, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu, bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işleminin geçersiz olacağı, somut olayda, davalı eşin dava konusu aile konutunu diğer davalı ... adına devir ederek tescil ettirdiği, davalılarca davacı eşin aile konutunun devrine açıkça rıza verdiği hususunun ispatlanamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında davacının taleplerinin kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı ...'a yapılan devrine ilişkin işlemin iptaline, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline, davacının aile konutu şerhi konulması davasının kabülü ile; dava konusu taşınmazın davacı ile davalılardan ...'in aile konutu olduğunun tespitine, tapu iptal ve tesciline ilişkin hüküm kesinleştiğinde taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulması için Çorlu Tapu Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına, davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılardan ... mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin delillerini değerlendirmediğini ve taleplerinin ret gerekçesine yer vermediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu taşınmaz ile Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/3 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasına konu taşınmazın aynı taşınmaz olduğunu, davanın halen derdest olduğunu, derdestlik itirazlarının ilk derece mahkemesince menfi yada müspet olacak şekilde değerlendirilmediğini, aynı taşınmaz ile ilgili aynı nitelikte açılmış tapu iptal ve tescil davasının var olması ve iki ayrı davada karar çıkmasının uygulama açısından sakınca doğuracağını, bu davanın bekletici mesele yapılmasından vazgeçilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça delil olarak sunulan 05/04/2010 tarihli taahhütname ile ilgili Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan 2014/8761 Soruşturma numaralı şikayetin ardından Çorlu 5. Asliye Ceza Mahkemesinde 2017/185 Esas sayı ile evrakta sahtecilik suçundan kamu davası açılmış olup verilen kararda bir kısım sanıklar yönünden ceza verildiğini, dolayısı ile davaya dayanak edilen taahhütnamenin de sahtecilikle oluşturulmuş bağlayıcı bir evrak olmadığının açığa çıktığını, davanın ispatlanamaması nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; \"aile konutunun, diğer eşin açık rızası olmadan devri halinde, rızası alınmayan eş tapu iptal ve tescil davası açabilir. Devrin iptali için taşınmazın aile konutu olması ve eşin açık rızası olmadan devredilmiş olması yeterlidir. Bu şartların varlığında, devir iptal edilir ve taşınmaz tekrar devreden eş üzerine kaydedilir. Dava, aile konutundan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Toplanan deliller uyarınca dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı sabit olmuştur. Davalı eş ... dava konusu aile konutunu diğer davalı adına devir ederek tescil ettirmiş, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Devrin iptali için, taşınmazı devralan kişinin kötü niyetli olması aranmaz. Taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunması da şart değildir. Yargıtay kararları uyarınca aile konutu şerhi, hakkı doğurucu değil, açıklayıcı bir etkiye sahiptir. Bu nedenle tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile yapılan devir veya işlem iptal edilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir. Açıklanan kurallar çerçevesinde eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere “geçerli olduğunu” kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur.
Davalılardan ... tarafından diğer davalı müteveffa ...'a karşı ikame edilen Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/635 Esas sayılı dosyası Yargıtay bozması sonrası 2019/3 Esas sayısına kaydedilmiştir. İş bu dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Redle sonuçlanan bu davada davanın tarafları, konusu ve dayanılan vakıa (dava sebebi) farklı olup, eldeki dava ile arasında derdestlik söz konusu değildir. Ayrıca, bu davanın sonucunun beklenmesi eldeki davanın sonuca etki etmeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince davanın beklenmesine yönelik ara karardan dönülmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yine, dava dilekçesi ekinde delil olarak dayanılan taahhütnamenin özel belgede sahtecilik yapılarak oluşturulmuş olması da inceleme konusu dava açısından sonuca etkili değildir. Taşınmazın teminat olarak devredilip devredilmediği ya da devredilirken bedel alınıp alınmadığı hususları, dava konusu taşınmazın malik olmayan eşin rızası dışında satılmış olması nedeni ile hukuka aykırı kabul edilen işlemi dosyamız davacısı yönünden hukuka uygun hale getirmeyecektir.\" gerekçesi ile davalı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.



B. Temyiz Sebepleri
Davalılardan ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davada taşınmazın davacının açık rızası olmadan devredildiğinin ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup mirasçılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.