HAVALE ÖDEMESİ- KARİNE- İSPAT KÜLFETİ
T.C. Yargıtay
3. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2020/11310Karar : 2021/10435Karar Tarihi :20.10.2021
ÖZET: Somut olayda; bu yasal karine nedeniyle davacı, davalıya göndermiş olduğu dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalıya banka aracılığı ile gönderilen 21/10/2014, 11/12/2014 ve 10/03/2015 tarihli havalelerde "ev parası, tapu masrafı ve ev taksiti" ibaresi bulunmasına rağmen, diğer havalelerin bir bölümünde "borç ödeme" ibaresinin bulunduğu, bir bölümünde de herhangi bir açıklamanın olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; ilk derece mahkemesince, "ev masraf, tapu masraf ve ev taksiti açıklaması bulunun 21/10/2014, 11/12/2014 ve 10/03/2015 tarihli havaleler gibi gönderilen tutarların toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, diğer havaleler yönünden ise davacı tarafın iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. İlk derece mahkemesi kararının yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
(6098 S. K. m. 555) (6100 S. K. m. 353) (YHGK 09.06.2004 T. 2004/4–362 E. 2004/347 K.)
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, arkadaş oldukları dönemde bir taşınmaz alabilmesi için davalının aracılık yaptığını, satın aldığı ev için farklı tarihlerde elden ve banka aracılığıyla ödeme yaptığını, ancak davalının anlaşmaya uymayarak dairenin teslimini gerçekleştirmediği gibi bu nedenle başlattığı takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptalini, takibin devamını ve lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
Davalı; davacı ile aralarında taşınmaz alım satımına ilişkin sözlü ya da yazılı herhangi bir anlaşma olmadığını, davacının hakkında başlatılan silah kaçakçılığı suçu nedeniyle maddi zorluklar yaşadığını, bu nedenle ruhsatlı silah satımı için davacıya yardımcı olduğunu, davacıdan gelen havale bedellerinin bu silah ücretlerine ilişkin olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, tanık anlatımları ve banka dekontları ile davalıya toplam 54.750 TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş bölge adliye mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Türk Borçlar Kanunu'nun 555. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK'nın 9/6/2004 tarihli ve 2004/4–362 Esas 2004/347 Karar sayılı kararı).
Somut olayda; bu yasal karine nedeniyle davacı, davalıya göndermiş olduğu dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümlülüğü altındadır.
Dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalıya banka aracılığı ile gönderilen 21/10/2014, 11/12/2014 ve 10/03/2015 tarihli havalelerde "ev parası, tapu masrafı ve ev taksiti" ibaresi bulunmasına rağmen, diğer havalelerin bir bölümünde "borç ödeme" ibaresinin bulunduğu, bir bölümünde de herhangi bir açıklamanın olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; ilk derece mahkemesince, "ev masraf, tapu masraf ve ev taksiti açıklaması bulunun 21/10/2014, 11/12/2014 ve 10/03/2015 tarihli havaleler gibi gönderilen tutarların toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, diğer havaleler yönünden ise davacı tarafın iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararının yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
© 2017- 2023
Maya Avukatlık Bürosu.
Tüm hakları saklıdır.